Shiba Inu(SHIB) yakım oranı sıfıra düştü, topluluk desteği sürüyor

Shiba Inu(SHIB) yatırımcıları geçtiğimiz günlerde *resmi günlük yakım oranının sıfıra düşmesine* rağmen geri adım atmadı. Piyasalardaki genel durgunluk havasına karşın, topluluğun SHIB'in dolaşımdaki arzını azaltmaya yönelik bireysel çabaları devam ediyor. Bu durum, projenin temel dinamiklerinin yatırımcı tabanı sayesinde ayakta kalmaya devam ettiğini gösteriyor.

Meme coin verilerini izleyen Shibburn'ün 24’ünde (yerel saatle) paylaştığı verilere göre, SHIB’in resmi yakım oranı sıfıra yaklaştı. Ancak bu tablo, yüzeyde göründüğü kadar pasif değil. Aynı gün, topluluk üyeleri tarafından kendi inisiyatifleriyle gerçekleştirilen yüzlerce mikro işlem sayesinde toplam 671,832 SHIB, yakım cüzdanına gönderildi. Tutar küçük görünebilir ancak *süreklilik göstermesi* açısından önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Bu süreçte, SHIB’in fiyatı da geçen haftaya kıyasla yaklaşık %12 düşüşle 0.00001175 dolar seviyesine geriledi. Kripto piyasasındaki genel zayıflama yatırımcı psikolojisini olumsuz etkilerken, SHIB ekibinden gelen açıklamalar dikkat çekti. SHIB’in pazarlama yöneticisi Lucie, “Bu durgunluk dönemini yalnızca kötü niyetli kişiler ile bazı sosyal medya fenomenleri kendi çıkarları için kullanıyor” yorumunda bulundu.

Lucie ayrıca, sosyal medyada hızla yayılan bazı yeni kripto projelere karşı da uyarılarda bulundu. “Şu sıralar piyasaya sürülen birçok yeni token yalnızca adı değiştirilmiş dolandırıcılıklardan ibaret. Bir projeye yatırım yapmadan önce mutlaka internet sitesi ve ekip bilgileri detaylıca incelenmeli” dedi. Sosyal medya platformu X’i (eski adıyla Twitter) ise “şu an botlar ve dolandırıcılar için tam bir kaos ortamı” olarak nitelendirerek yatırımcıların çok daha dikkatli olmaları gerektiğini vurguladı.

Shibburn’un sunduğu veriler, SHIB özelindeki resmi yakım oranının düşmesine rağmen *topluluk odaklı bağlılığın* halen güçlü kaldığını ortaya koyuyor. Bu bağlamda, söz konusu yakım faaliyeti eksikliği bir zayıflık değil; aksine, projenin organik sürdürülebilirliğini destekleyen *uzun vadeli bir dayanıklılık sinyali* şeklinde yorumlanıyor.