Maksimum Çıkarılabilir Değer (MEV), Yüksek Performanslı Blokzincirlerin Ölçeklenmesini Engelliyor
Maksimum çıkarılabilir değer (MEV), yüksek performanslı blokzincirlerle ilgili tartışmalarda giderek daha fazla öne çıkan bir sorun haline geldi. 24’ünde, MEV altyapı geliştirme şirketi Flashbots tarafından yayımlanan yeni bir rapora göre, Solana(SOL) ve Ethereum(ETH) tabanlı katman-2 ağlarda MEV odaklı botlar agresif işlem açık artırmaları ile işlem alanını tüketiyor ve kullanıcı işlemlerinin ücretlerini gereksiz yere artırıyor.
MEV kaynaklı verimsizliğin temelinde, bu botların kâr amacıyla işlemleri yeniden sıralayıp bloklara yerleştirmesi yatıyor. Özellikle, işlemlerin öncelikli görünmesini engellemek için oluşturulan ‘özel mempool’ ortamlarında, spekülasyon yapan MEV botları anlamsız işlem denemeleriyle sistem kaynaklarını israf ediyor. Flashbots araştırmacısı Bert Miller, başarısız işlem denemelerine rağmen kazançlı olabilecek tek bir “iki aşamalı arbitraj (two-hop arbitrage)” işlemi için yaklaşık 132 milyon gaz harcandığını, bunun da dört Ethereum bloğuna denk geldiğini belirtti.
Raporda, bu verimsizliğin blokzincirlerin ölçeklenme kabiliyetini doğrudan zayıflatan bir unsur olduğuna dikkat çekiliyor. Örneğin, Solana ağında MEV botları tüm blok alanının yaklaşık %40’ını kullanırken, bu kullanımın toplam işlem ücretleri içindeki payı sadece %7 seviyesinde kalıyor. Benzer şekilde, Ethereum’un Base ve Optimism(OP) gibi popüler katman-2 çözümleri de daha fazla kapasite kazansa da, bu alan MEV botlarının trafiğiyle dolarak gerçek kullanıcı deneyiminde bir iyileşme yaratmıyor. Nitekim 2024 Kasım ile 2025 Şubat arasında Base ağı saniyede 11 milyon gazlık işlem kapasitesine ulaştı ancak bu genişlemenin neredeyse tamamı MEV odaklı botlar tarafından tüketildi.
Flashbots, bu durumu blokzincir teknolojisinin ölçeğini büyütmenin ‘ekonomik sınırı’ (dominant limit to scaling) olarak tanımlıyor ve işlem sıralama sistemine radikal bir yaklaşım gerektiğini savunuyor. Şirketin önerdiği çözüm ‘programlanabilir gizlilik’ (programmable privacy) olarak adlandırılan yeni bir yapı. Bu sistem, kullanıcı işlemlerinin gizliliğini korurken, MEV tarayıcılarının işlem spam’ini azaltmalarına olanak tanıyacak şekilde sınırlı şeffaflık ve fiyat tabanlı teklif mekanizmasını birleştiriyor. Buna ek olarak, işlemlerin doğruluğunu güvence altına almak amacıyla Güvenilir Yürütme Ortamları (TEE) gibi teknolojiler de test ediliyor.
MEV sorunu, merkeziyetsiz finans (DeFi) sektöründe de gündemdeki yerini koruyor. Binance eski CEO’su Changpeng Zhao, sıfır bilgi kanıtlarıyla korunan karanlık havuz DEX’lerinin (Dark Pool) gelecekteki gerekliliğine dikkat çekti. Chainlink ise 2024 ortasında ‘Akıllı Değer Geri Kazanımı’ (Smart Value Recapture) adını verdiği bir çözümle, zararsız MEV gelirlerinin güvenli şekilde toplanabileceği yeni bir yöntem üzerinde deneyler yaptı.
MEV, yalnızca işlemlerin etik yapısıyla sınırlı olmayan, ağların verimliliğini ve sürdürülebilirliğini belirleyen önemli bir unsur haline gelmiş durumda. Eğer yenilikçi teknik çözümler uygulanabilirse, şu anda yüksek maliyet ve kaynak israfına yol açan MEV süreci, orta vadede kullanıcı ücretlerini dengede tutan ve ağ ekonomisini güçlendiren ‘üretken bir unsur’ haline dönüşebilir.
Yorum 0