Kripto para devrimi ABD’den değil, yükselen piyasalardan geliyor

Amerika’daki kripto para sektörü olumlu bir hava yakalamış durumda. Borsa yatırım fonlarının (ETF) onaylanmasıyla düzenleyici sistem içine girişin yolu açıldı ve sektörde *likidite* ile *daha net düzenlemeler* beklentisi güçlenmeye başladı. Hükümetin *kripto dostu* yaklaşımı da bu dönüşüme ivme kazandırıyor. Amerikan Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu(SEC), şubat ayında şimdiye kadarki en büyük blockchain odaklı belge başvurusunu aldı. Bu da söz konusu teknolojiye yönelik ilginin *en üst düzeyden* geldiğine dair güçlü bir işaret olarak değerlendiriliyor.

ABD’de yaşanan bu gelişmeler, kripto sektörünü uzun süredir çıkışa hazırlanan şirketler açısından olumlu etki yaratıyor. Yaklaşık on yıldır düzenleyici *belirsizliklerle* mücadele eden Amerikan kripto şirketleri artık *karşılığını alma* dönemine girmiş durumda. Kurumsal yatırımcıların sektöre geç girişi, bu ilgiyi daha da kıymetli hale getiriyor ve sektör tarafından memnuniyetle karşılanıyor.

Ancak yalnızca ABD piyasasına odaklanmak, küresel Web3 dönüşümünü yüzeysel değerlendirmenize yol açabilir. Günümüzde en hızlı *kripto para benimsemesi*, Wall Street’te değil, *yükselen piyasalarda* yaşanıyor. Bu ülkelerde kripto paralar bir *yatırım aracı* değil, doğrudan günlük hayatın bir parçası olmuş durumda. Her piyasa döngüsünü kendi imkanlarıyla atlatan bu topluluklar, şu anda Web3’ün gelecek safhasını şekillendiren temel oyuncular olarak öne çıkıyor.

Blokzincir analiz şirketi Chainalysis’in yayımladığı 2024 Küresel Kripto Benimseme Endeksi’ne göre, en çok benimseyen ilk 20 ülkenin 15’i Endonezya, Vietnam, Filipinler ve Nijerya gibi *büyüme odaklı piyasalarda* yer alıyor. Bu ülkelerde kripto para kullanımı, spekülasyon yerine *para transferi*, *değer saklama* ve *günlük alışveriş* gibi amaçlarla gerçekleşiyor. Hiper enflasyon ve para birimi istikrarsızlığıyla boğuşan ülkelerde ise kripto, geleneksel para birimlerine göre çok daha *uygulanabilir bir alternatif* haline gelmiş durumda.

Bu pratik ihtiyaç, geliştirici faaliyetlerine de yansımış durumda. Electric Capital’in 2024 Geliştirici Raporu’na göre, Asya kıtası şu anda küresel kripto geliştiricilerinin %32’sine ev sahipliği yapıyor. Bu oran, 2015’te %12 seviyesindeydi. Öte yandan aynı dönemde ABD’nin payı %38’den %19’a düştü. Yeni katılan geliştiricilerin %41’inin Asya merkezli olması ise *sektör ağırlık merkezinin* net şekilde değiştiğini gösteriyor. Üstelik bu kişiler sadece hobi amaçlı kod yazan kişiler değil; çözüme odaklı girişimciler, ürün tasarımcıları ve mühendisler olarak sektörü ileriye taşıyorlar.

Bu dikkat çekici değişim sadece Orta Asya ile sınırlı değil. Afrika, Güney Amerika ve Güneydoğu Asya gibi bölgelerde de benzer örnekler yaşanıyor. Yeniliklerin kaynağı, gerçek ihtiyaçlar ve çözüm odaklı projeler oluyor. Örneğin, Güney Afrika’da dokuz büyük gıda dağıtım şirketi, blockchain tabanlı dijital ödeme platformu LoveCash ile iş birliği yaparak yalnızca beş ayda 3.700’den fazla küçük işletmeyi dijital ticaret ekosistemine dahil etmeyi başardı. Bu sayede nakit odaklı sistemden uzaklaşıldı, tedarik zinciri verileri *gerçek zamanlı* şekilde toplanmaya başladı ve *stok yönetimi* gibi operasyonlar daha verimli hale geldi.

Bu örneklerden yola çıkarak, *gerçek problemleri çözen* blockchain uygulamalarının Web3’ün geleceğini somutlaştırdığı görülüyor. Siyasi otoritelerin onayını beklemeden, teknolojinin zaten işlediği bu alanlara odaklanmak gerekiyor.

Trump yönetimiyle birlikte ABD’deki ilerleme önemli olsa da, *asıl kripto para devrimi* bambaşka coğrafyalarda yaşanıyor. Uzmanlar, eğer gerçekten küresel hedefleri olan projeler inşa edilmek isteniyorsa, *kullanıcıların halihazırda aktif olduğu alanlara* odaklanılması gerektiğini vurguluyor. Artık pek çok kişi Web3’ü günlük hayatlarına çözüm sunan bir sistem olarak benimsemiş durumda. Bu çizgiyi takip etmek, *yeni nesil kripto inovasyonunun* başlangıç noktası olabilir.