Kaiko Araştırma tarafından yayımlanan son rapora göre, Bitcoin(BTC) geçtiğimiz yıla kıyasla *daha düşük volatilite* ile tüm zamanların en yüksek seviyelerini art arda kırıyor. Bu durum, BTC’nin yatırım profilinde *önemli bir değişim* yaşandığını gösteriyor. Özellikle genel piyasa risk seviyesinin düşmesi ve portföy risk değeri (VaR) göstergesinin gerilemesiyle birlikte, bugünkü yükseliş trendi daha *istikrarlı bir ortamda* gerçekleşiyor. Analistler, bu yeni dönem yükselişinin geçmiş döngülerden farklı bir sınıfa girdiğini düşünüyor.
Bitcoin, 2025 yılının temmuz ayının ortalarında ilk kez 123 bin doları aşarak *yeni rekor seviyeye* ulaştı. Bu, 2024’ten bu yana yaşanan üçüncü büyük ralli olarak öne çıkarken, ocak ayında başlatılan spot Bitcoin ETF’lerinin ardından BTC'nin *gerçekleşen volatilitesi* yüzde 80’in altında kalarak görece düşük bir düzeyde seyrediyor. Kaiko Araştırma’ya göre 30 günlük gerçekleşen volatilite şu anda yüzde 40’ın altında ve bu değer, 2022'deki yüzde 51’lik ortalamaya kıyasla kayda değer bir düşüşe işaret ediyor. Yani düşük volatiliteye rağmen BTC fiyatındaki yükselişin devam etmesi, kriptonun geleneksel ‘*yüksek risk-yüksek getiri*’ yaklaşımını yeniden düşündürtüyor.
BTC portföylerinin risk göstergeleri de dikkat çekici şekilde geriliyor. 1 BTC başına günlük yüzde 95 güven düzeyinde varsayılan kayıp (VaR) yaklaşık 2.300 dolar civarında. Bu metrik, yatırımcının muhafazakâr güven aralığı içinde öngörebileceği maksimum kaybı ifade ediyor. ABD başkanlık seçimlerinin ardından hızlanan yükselişe rağmen bu gösterge değişmeden kalmış durumda. Bu da, *volatilite düşüşü ile getirideki artışın* nadir görülen bir biçimde çelişmeden birlikte yaşandığını gösteriyor.
Yükseliş trendinin devam edip etmeyeceğini gösteren bir diğer sinyal ise BTC vadeli işlem ve opsiyon piyasasından geliyor. Geçtiğimiz hafta Deribit borsasında yatırımcıların *artan oranda alım (call) opsiyonlarını* tercih etmeye başlaması, piyasanın *kısa vadeli iyimserliği* olarak yorumlandı. Özellikle haftanın başında alım opsiyonlarının satım (put) opsiyonlarına kıyasla işlem hacminin artması dikkat çekti. Ancak Kaiko Araştırma, her alım opsiyonunun mutlaka fiyat artışı beklentisi anlamına gelmediğini ve bazı işlemlerin riskten korunma (hedging) stratejileriyle ilişkili olabileceğini belirtiyor.
BTC’nin küresel işlem yapısı da önemli değişiklikler geçiriyor. Rapora göre BTC-USD işlemlerinin yüzde 55’inden fazlası şu anda ABD piyasalarının açık olduğu saatlerde gerçekleşiyor. Bu oran 2020’de yalnızca yüzde 39 düzeyindeydi. Bu kayma, özellikle *algoritmik işlemlerle faaliyet gösteren kurumsal yatırımcıların* katılımının arttığını gösteriyor. Buna karşılık, ABD dışı zaman dilimlerinde işlem hacmi azalırken, Asya ve Avrupa piyasalarının likidite sorunlarıyla karşılaştığı gözlemleniyor.
Tüm bunlara rağmen Euro bölgesi giderek daha *canlı bir pazara* dönüşüyor. Sadece Bitcoin değil, Ethereum(ETH)-Euro(EUR) paritesindeki işlem hacmi de yükselişe geçti. Hatta Binance’te ETH-EUR çiftinin işlem hacmi, BTC-EUR’yi geride bıraktı. Küresel olarak Euro cinsinden işlemlerin payı ocak ayında yüzde 6’yken, temmuz ayında yüzde 11’e çıkmış durumda. Bu veri, 2020’den bu yana Euro çiftlerinde görülen *en uzun süreli yükseliş ivmesi*. Özellikle Binance’te Euro çiftlerinin işlem hacmi yüzde 10’dan yüzde 19’a yükseldi. Bu da gelecekte Avrupa'nın kripto piyasaları açısından daha *önemli bir merkez* haline gelebileceğine işaret ediyor.
Kaiko Araştırma, Bitcoin’in yatırım ortamının giderek daha *istikrarlı bir yapıya* büründüğünü ve bunun da *şirketler ve kurumsal aktörlerin* BTC’yi portföylerine daha güçlü şekilde dahil etmeleri için uygun bir zemin oluşturduğunu belirtiyor. Geleneksel finans sistemleriyle olan *etkileşim artışı*, volatilite ve risk göstergelerindeki düşüş ile küresel piyasa yapısındaki dönüşüm, Bitcoin’in yalnızca *yüksek riskli bir varlık* değil, aynı zamanda *değer saklama aracı* olarak yeniden konumlandırılmasını beraberinde getiriyor.
Yorum 0