SEC, Ethereum(ETH) ile iş birliği sürecini başlattı: Kriptoya yeni yaklaşım sinyali

ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu(SEC), Ethereum(ETH) ekosistemiyle aktif iş birliğine yönelerek kripto piyasalarına yönelik tavrında önemli bir değişimin sinyalini veriyor. 24’ünde (yerel saatle) gerçekleştirilen özel bir toplantıda, SEC bünyesindeki kripto para görev gücü, Ethereum bağlantılı kuruluşlarla bir araya gelerek özellikle ‘tokenlaştırılmış menkul kıymetlerin düzenleyici uygunluğu’ için yeni teknik standartları ele aldı. Bu gelişme, SEC’in uzun süredir sürdürdüğü ‘baskı odaklı yaklaşımın’ ötesine geçerek endüstriyle açık bir diyalog kurmaya başladığını gösteren ilk işaret olarak değerlendiriliyor.

Toplantıda yer alan kuruluşlar arasında ERC-3643 Birliği, Chainlink Labs, Enterprise Ethereum Alliance ve Linux Vakfı'na bağlı Merkeziyetsiz Güven İnisiyatifi gibi öncü aktörler yer aldı. Görüşmelerin odağını, ‘ERC-3643 standardı’ ve ‘Chainlink’in otomatik mevzuat motoru ACE’ çözümleri oluşturdu. Her iki sistem de blokzinciri üzerinden regülasyon uyumunu dijital hale getirerek, ABD sermaye piyasalarının dijital dönüşümüne katkı sağlama potansiyeli taşıyor.

ERC-3643 standardı, klasik Ethereum tabanlı token'lardan farklı olarak kimlik doğrulama ve erişim kontrolü gibi özellikleri içeren altyapısıyla ön plana çıkıyor. Bu sayede ‘mevzuatlara uygun biçimde varlıkların zincir üstü temsiline’ öncülük edebiliyor. Öte yandan Chainlink'in ACE sistemi ise, düzenleyici gereksinimleri gerçek zamanlı olarak otomatik kontrol ederek, denetleyici kurumların kabulünü kolaylaştıracak esnek bir çerçeve sunuyor.

ERC-3643 Birliği Başkanı Dennis O’Connell, toplantıya dair yaptığı değerlendirmede, “Geçmiş görüşmelere kıyasla bu defa SEC çok daha açık ve olumlu bir yaklaşım gösterdi” dedi. Teknik standartların öneminin karşılıklı vurgulandığını belirten O’Connell, “Diğer sektörlerde olduğu gibi kripto endüstrisinin de büyüyebilmesi için net standartlara ihtiyacı var” ifadelerini kullandı. O’Connell’a göre bu girişim, ‘kripto varlıkların düzenleyici sisteme entegrasyonunda ciddi bir dönüm noktası’ olabilir.

Her ne kadar SEC henüz bu teknik standartlara dair resmi bir düzenleme ya da kabul açıklamamış olsa da, söz konusu buluşmanın uzun süredir süren sektörle istişarelerin bir sonucu olarak gerçekleştiği belirtiliyor. O’Connell bu durumu, “endüstri için kritik bir ilerleme” olarak değerlendiriyor ve bu sürecin umut verici olduğunu vurguluyor.

SEC Başkanı Paul Atkins da kısa süre önce yaptığı bir konuşmada, “Tokenleştirilebilecek her şey bir gün mutlaka tokenleştirilecektir” diyerek yenilikçi uygulamalara yönelik yaklaşımlarında değişiklik olabileceğine işaret etti. Atkins, seçilmiş bazı ‘yenilikçi senaryolar’ için düzenleyici muafiyetlerin değerlendirme altında olduğunu belirtti. Bu açıklama, SEC’in gelecekte teknolojiye daha esnek ve adaptif bir yaklaşım sergileyebileceği yönünde beklentileri güçlendiriyor.

Her ne kadar kapsamlı bir düzenleyici reform henüz ufukta görünmese de, bu temaslar ‘blokzincir tabanlı menkul kıymet tokenlaştırmanın’ ABD içinde yasal çerçeveye oturtulmasının ilk adımı olabilir. Böylece SEC’in politikalarında da ‘baskıdan çok iş birliğine dayalı bir yaklaşıma’ geçiş sinyalleri dikkat çekiyor.