Küresel likidite yarışında artık teknoloji değil, *düzenleme uyumu* belirleyici rol oynuyor. Avrupa’nın ‘Kripto Varlık Piyasaları Yönetmeliği(MiCA)’ ve Uluslararası Kara Para Aklamayla Mücadele Teşkilatı(FATF)’nın Travel Rule’u, artık tercih değil, birer *hayatta kalma koşulu* haline gelmiş durumda. Daha önce sınır tanımayan zincirler arası varlık transferini sağlayan *cross-chain köprü* teknolojisi, geleneksel sermayeyi çekme umudu taşımıştı. Ancak kurumsal yatırımcılar, teknoloji kadar hatta daha fazla *düzenleyici çerçeve*ye uygunluğu önceliklendiriyor ve bu konuda adeta 'sermayenin bekçisi' rolünü üstleniyor.
Tam anlamıyla merkeziyetsizlik ve küresel ölçeklenebilirlik iddiası taşıyan kripto ekosistemi, ironi yaratacak şekilde en güçlü yönünün aynı zamanda *kara para aklama(AML)* açısından yapısal bir risk alanı olduğunu gösteriyor. Özellikle köprüler aracılığıyla yapılan varlık transferleri, izlemeyi oldukça zorlaştırıyor. Zincir içi analiz firması Elliptic’in son raporu, son iki yılda cross-chain swap’lar aracılığıyla yaklaşık 2,18 milyar dolarlık (yaklaşık 3 trilyon 307 milyar won) varlığın aklandığını ortaya koyuyor. Bu yöntem, *yasa dışı sermaye için önemli bir alternatif rota* haline gelmiş durumda. Üstelik bu hareketlerin çoğu Ethereum(ETH) ve Solana(SOL) gibi ağlar arasında çalışan merkeziyetsiz köprüler üzerinden gerçekleşiyor ve mevcut AML analiz araçlarıyla izlenmesi neredeyse *imkânsız*.
Bu AML kör noktaları, mikser servisleri, merkeziyetsiz borsalar (DEX) ve token takas platformlarıyla birleşerek daha geniş bir *gizlilik perdesi* oluşturuyor. Bu da merkeziyetsiz altyapının kimliği ile düzenleyici kurumların şeffaflık talepleri arasında kaçınılmaz bir *çatışma* yaratıyor. Kripto yanlısı duruşu yeniden gündeme gelen ABD Başkanı Trump’ın etkisiyle konuşulmaya başlanan politikaların da tıpkı FATF ilkeleri gibi uyum kurallarına odaklandığı görülüyor. Bu nedenle, cross-chain uyumluluğunu korurken düzenleyici standartları karşılayabilecek bir *melez strateji* artık kaçınılmaz hale geliyor.
Kripto piyasasının uzun vadeli büyümesi için yalnızca teknik inovasyon değil, aynı zamanda stratejik bir regülasyon yaklaşımı da gerekiyor. Çünkü *kurumsal fon girişini engelleyen esas engel teknoloji değil, düzenlemelerdeki belirsizlik*. Bu yüzden kripto projeleri, yeni dönemin gerekliliklerine uyum sağlayarak ‘*regülasyon dostu köprüler*’ misyonunu üstlenmeden bir sonraki piyasa döngüsünün lideri olamayacaklar.
Yorum 0