Falcon Finance, sentetik stabilcoin piyasasında yeni bir dönem başlatıyor

Sentetik stabilcoin’lerin doğasını yeniden tanımlamak isteyen yeni bir girişim sahneye çıktı. Messari Research’ün 24’ünde yayınladığı rapora göre Falcon Finance, çift token yapısı ve gelişmiş risk yönetim sistemiyle bu alanda dikkat çeken yenilikler sunuyor. Geleneksel finansın ‘istikrarı’nı ve merkeziyetsiz finansın ‘esnekliği’ni harmanlayan proje, yalnızca dolar sabitini korumakla kalmıyor, aynı zamanda ‘getiri’ sağlayan bir yapı oluşturmayı amaçlıyor.

Falcon Finance’in sistemi, ABD doları değerine sabitlenmiş yüksek teminatlı sentetik dolar USDf ve bu varlık aracılığıyla getiri sağlayan sUSDf adlı iki token üzerine kurulu. Messari Research’e göre projenin dikkat çeken noktası, USDf için uygulanan ‘dinamik aşırı teminat oranı’ (OCR). Bu oran, teminat varlıklarındaki dalgalanmalara göre ayarlanarak token’ın 1 dolarlık değerini korumasını sağlıyor. Peg (sabitlik) korunması için ‘delta nötr hedge’ ve çoklu borsa arbitrajı gibi gelişmiş stratejiler uygulanıyor. Ayrıca, stabilcoin’ler bire bir oranla basılırken, stabil olmayan kripto varlıklar ve gerçek dünya varlıkları (RWA) için risk seviyesine göre ‘değişken teminat oranı’ kullanılıyor.

sUSDf ise USDf’yi temel alan ERC-4626 staking vault aracılığıyla oluşturuluyor ve çeşitli gelişmiş stratejiler üzerinden getiri üretiyor. Kullanıcılar; fonlama oranı arbitrajı, altcoin staking ve opsiyon stratejileri gibi yaklaşımlar sayesinde USDf’ye kıyasla ‘daha yüksek getiriler’ elde etme şansı yakalıyor. Ayrıca, sUSDf’yi belirli bir süre sabitleyerek ‘restaking’ yapma fırsatı sayesinde getiri oranı arttırılabiliyor.

Proje ayrıca merkeziyetsiz finans piyasalarında sık görülen ‘yüksek volatilite’yi yönetmek için çok katmanlı bir risk önleme sistemine sahip. Bu sistemin merkezinde yer alan ‘sigorta fonu’, multisig yapısıyla korunuyor ve ani piyasa düşüşlerinde yatırımcıların zararını azaltmak ve USDf’in sabitliğini geri kazanmak için devreye giriyor. Messari Research’e göre bu fon, kriz anlarında hem ilgili dönem sUSDf performansını koruyor hem de USDf geri alımları yoluyla peg’i yeniden sağlamaya çalışıyor. Bu da, geçmişte yaşanan çökmelerde karşılaşılan büyük çaplı likidasyonlara karşı Falcon’a ‘daha sağlam bir kalkan’ kazandırıyor.

Falcon’un yalnızca teknolojik bileşenleri değil, operasyonel yapısı da detaylı şekilde kurgulanmış. Teminat varlıkları MPC tabanlı cüzdanlarla saklanıyor, tüm işlemler ‘şeffaf paneller’ ve ‘harici denetçiler’ aracılığıyla izlenebiliyor. Ayrıca, varlık geri çekme talepleri için belirlenen 7 günlük bekletme süresi, ani piyasa şokları karşısında kontrollü tasfiyeyi mümkün kılıyor.

Kullanıcı katılımını artırmak isteyen Falcon, “Falcon Miles” adlı teşvik programıyla minting, staking ve likidite sağlayıcılığı gibi işlemler karşılığında puan veriyor. Bu puanlar, airdrop ve FF token ödülleri için bir temel oluşturuyor. Projenin yönetişim token’ı FF, protokolde ‘işlem ücreti indirimi’, OCR gerekliliklerinde esneklik ve ‘yeni ürünlere erken erişim’ gibi alanlarda kullanılıyor.

2025 yılı itibarıyla Falcon Finance’in piyasada dolaşan token miktarı 2,2 milyar USDf ve 142,5 milyon sUSDf’e ulaşmış durumda. DWF Labs gibi önemli yatırımcıların da yer aldığı projeye, toplamda ‘45 milyon doların’ üzerinde yatırım sağlandı. Falcon’un gelecek hedefleri de iddialı: Orta Doğu ve Güney Amerika gibi bölgelerdeki bankacılık altyapılarıyla entegrasyon ve RWA merkezli sistemlerin güçlendirilmesiyle dijital doları gerçek dünyada daha kullanılabilir hale getirmeyi planlıyor.

Terra krizinden sonra stabilcoin piyasasına yönelik yeniden yapılanma beklentileri iyice artmıştı. Falcon Finance, ‘istikrar’, ‘getiri’ ve ‘katılımcı yönetişim’i bir araya getiren yaklaşımıyla bu beklentilere cevap vermeyi hedefliyor. Messari Research, bu girişimin sadece bir finansal deney değil, aynı zamanda ‘dijital paranın geleceği’ açısından yeni bir yön oluşturabileceğini savunuyor.