Gerçek varlıkların tokenlaştırılması (RWA) alanında *Ethereum(ETH)* liderliğini sürdürürken, bu baskın konuma karşı alternatif projelerin ciddi adımlar attığı dikkat çekiyor. Tiger Research tarafından yayınlanan rapora göre, işlem hızı, düşük ücretler ve zincir üstü uyumluluk gibi avantajları vurgulayan yeni blokzincirler yükselişe geçerken, Ethereum da önemli bir dönüm noktasına yaklaşıyor.
Ethereum, bu alana öncülük eden platform olarak kurumsal güveni arkasına alarak pazar üstünlüğünü pekiştirmiş durumda. Tiger Research, Ethereum’un akıllı kontratların öncüsü olmakla beraber ERC-1400 ve ERC-3643 gibi tokenlaştırma odaklı standartları erkenden tanımlamış olması nedeniyle birçok finans kurumunun deneme platformu olarak Ethereum’u seçtiğini belirtiyor. JP Morgan’ın JPM Coin’i, Société Générale’in tahvil ihracı ve Avrupa Yatırım Bankası’nın dijital tahvilleri gibi örnekler bu durumu teyit ediyor.
Ethereum’un öne çıkan bir diğer özelliği ise RWA alanında *gerçek sermaye akışının gerçekleştiği tek ekosistem* olması. Ondo, devlet tahvilleri temelli ürünleriyle yüz milyonlarca dolarlık TVL elde ederken, Spark ise MakerDAO’nun likiditesini kullanarak fiziksel tahvil alımları gerçekleştiriyor. Bu gibi projeler, Ethereum altyapısında tokenlaştırılmış varlıkların hem transferini hem de işlemini mümkün kılıyor ve ağı bir teknoloji platformundan öte güvenilir bir finansal pazar yerine dönüştürüyor.
Ayrıca Ethereum’un merkeziyetsiz doğası da onu kurumsal oyuncular açısından öne çıkarıyor. Herkesin katılabildiği ve node’ların bağımsız çalıştığı yapı sayesinde, sistem manipülasyona karşı dayanıklı, düşük riskli ve yüksek erişilebilirlik sunuyor. Tiger Research, bu yapının yalnızca teknik değil, aynı zamanda güven temelli bir altyapı olarak hizmet ettiğini vurguluyor.
Öte yandan, Ethereum’un hakimiyetinde çatlaklar da oluşmaya başladı. Raporda, Ethereum’un işlem hızı, öngörülemeyen işlem ücretleri ve gecikmeler gibi teknik zorluklarla karşı karşıya olduğu belirtiliyor. Bu durum, geleneksel finans sistemleriyle karşılaştırıldığında ciddi bir dezavantaj. Örneğin Securitize, bu sorunları aşmak adına Solana(SOL) platformuna geçiş yaparken kendi blokzincirini geliştirme sürecine de girmiş durumda.
Buna karşılık, yeni rakipler sahneye çıkıyor. zkSync, Solana(SOL) ve Polygon(POL) gibi genel amaçlı blokzincirler, Ethereum’un teknik zayıflıklarını hedef alarak daha hızlı işlem onayı ve düşük maliyet avantajlarıyla RWA pazarına giriş yapıyor. Özellikle Tradable gibi yenilikçi platformlar, kamusal kredi temelli varlıkların tokenlaştırılmasına odaklanarak bu zincirlerde yeni kullanım alanları yaratıyor.
Ayrıca, RWA’ya özel olarak tasarlanmış blokzincirler de güçlü alternatifler olarak öne çıkıyor. Regülasyonlara uyumlu yapısıyla dikkat çeken MANTRA gibi projeler, KYC ve AML işlemlerini zincir üzerinde entegre ederken; Centrifuge ve Maple Finance gibi aktörler ise belirli varlık türlerine odaklı çözümler geliştirerek uzmanlıklarını artırıyor. Bu tür zincirler, uyumluluk süreçlerinin zincir üzerinde yürütülmesi ve belirli finans modellerine uygun altyapı sunumu açısından büyük bir avantaj sağlıyor.
Orta ve uzun vadede, zincir üstü regülasyonlara uyum, güçlü bir likidite havuzu ve hizmet ekosistemi ile birlikte gerçek yatırım talebini karşılayabilen projelerin pazar lideri olacağı öngörülüyor. Yani, yalnızca teknik üstünlük yeterli değil; RWA alanında *gerçek dünya değeri sunan* projeler öne çıkacak.
Tiger Research’e göre, RWA pazarı artık başlangıç aşamasını geride bırakırken, Ethereum odaklı yapıdan uzaklaşılan yeni bir döneme giriliyor. Bu da önümüzdeki yıllarda, farklı blokzincirler arasında kıyasıya bir altyapı yarışının yaşanacağını işaret ediyor. Sonuç olarak, hangi projenin kullanıcı tabanı, düzenleyici uyum kabiliyeti ve ödeme altyapısıyla bütünleşik bir finansal platforma dönüşeceği belirleyici olacak gibi görünüyor.
Yorum 0