Kanada'da yapılan son federal seçimlerin ardından, *dijital varlık teknolojileri* konusunda hâlâ net bir yön çizilmediği eleştirileri gündeme geldi. Önde gelen siyasi partilerin seçim kampanyalarında *kripto para düzenlemeleri* ve dijital varlık politikalarına dair neredeyse hiçbir vaat yer almadı. Bu durum, küresel rekabetin hız kazandığı bir dönemde Kanada'nın *büyük fırsatları kaçırmakta* olduğuna işaret ediyor. Uzmanlara göre mevcut *pasif tutum*, ülkeyi bu alanda bir ‘rakip’ten çok ‘seyirci’ye dönüştürebilir.
*Girişim sermayesi yatırımları* da bu belirsizlikten olumsuz etkileniyor. Kanada Girişim Sermayesi ve Özel Sermaye Derneği(CVCA) tarafından paylaşılan verilere göre, 2025’in ilk çeyreğinde ülkedeki erken aşama yatırımlar, pandemi dönemindeki seviyelere kadar geriledi. Diğer yandan, ABD, Avrupa ve Asya’da hükümetler *düzenleyici reformlarını hızlandırarak* sektöre giriş engellerini azaltma yoluna gidiyor. Kanada'nın bu geride kalışı, *küresel inovasyon yarışında* elini zayıflatıyor.
Yakın zamanda gazeteci kökenli Evan Solomon’un *Yapay Zekâ ve Dijital İnovasyon Bakanı* olarak atanması gibi gelişmeler, hükümetin bu alanda harekete geçebileceğine dair umut yaratsa da, bu adımın yalnızca sembolik kalabileceği endişeleri de mevcut. Gelişmiş teknolojilere dayanan şirketlerin rahatça gelişebileceği altyapının sağlanması, bu alandaki *politika değişikliği* olmadan mümkün değil. Pek çok uzman, hükümetin bakış açısını köklü biçimde değiştirmesi gerektiğini savunuyor.
Kanada’nın dijital teknoloji alanında ilerleme kaydetmesi için önce *beyin göçü* sorununa çözüm üretmesi gerekiyor. Toronto’daki Vector Enstitüsü, Waterloo’daki Kuantum Hesaplama Enstitüsü ve Montreal’deki MILA gibi *dünya çapında araştırma merkezlerine* sahip olmasına rağmen, bu merkezlerde yetişen yetenekli bireyler *yetersiz fonlama* ve *karmaşık vergi sistemi* gibi sebeplerle ülkeyi terk ediyor. Yazılım mühendisliği mezunlarının yaklaşık üçte ikisinin yurtdışına çıktığı belirtiliyor. Girişimcilerin ekonomik risk alması cezalandırmak yerine teşvik edilmesi gerektiği vurgulanıyor. *Portekiz’in genç teknoloji uzmanlarına sağladığı vergi teşvikleri* örnek gösterilerek, Kanada'nın da daha cesur bir politika benimsemesi gerektiği ifade ediliyor.
Hükümetin ilgisizliği, *sabit kripto paraların (stablecoin)* geleceğini de olumsuz etkiliyor. Stablecoin’ler, e-posta kadar kolay ödeme yapılmasını, programlanabilir finans işlemlerini ve küresel ödeme maliyetlerinin düşürülmesini mümkün kılabiliyor. Ancak Kanada’daki düzenleyici otoriteler, bu dijital varlıkları hatalı şekilde *menkul kıymet* statüsünde sınıflandırıyor ve bu da ülkede yeni finans sistemlerine erişimi fiilen engelliyor. *Kanada doları* ile desteklenen sabit coinin global piyasalarla entegre olması yönündeki fırsatlar da bu yüzden kaçırılıyor. Kripto teknolojileri yok sayan bir yaklaşım, uzun vadede Kanada dolarının *uluslararası itibarı* üzerinde de zararlı etkiler doğurabilir.
Kripto para alanında faaliyet gösteren şirketler, *temel finansal hizmetlere ulaşımda* ciddi zorluk yaşıyor. Kara para aklamaya karşı düzenlemelere (AML) uyum sağlayan projeler bile, *giriş-çıkış hesapları, banka kartı ve ödeme hizmetleri* gibi basit hizmetlerden faydalanamıyor. Diğer G7 ülkeleri hem AML düzenlemelerine uyum sağlarken hem de *blokzincir teknolojileriyle* barışık bir sistemi şekillendirmiş durumda. Bu durum, Kanada’daki finans sektörünün de değişime ayak uydurması gerektiğini ortaya koyuyor.
Sonuçta Kanada’nın yaşadığı temel sorun, *düzenlemenin eksikliği* değil, bu düzenlemeleri oluşturacak *siyasi irade*nin bulunmaması. Önceki Liberal hükümet, kripto paraya karşı ya ilgisiz ya da olumsuz bir duruş sergilemişti. Yeni hükümet döneminde bu yaklaşımın değişip değişmeyeceği ise hâlâ belirsiz. Tüm dünya finansal alanda dönüşüme hızla ilerlerken, Kanada’nın *yarış dışı kalmamak* için kararlı şekilde politika değişikliğine gitmesi ve düzenlemelerde kapsamlı iyileştirmeler yapması gerekiyor.
Yorum 0