Amerikan Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu(SEC)’nun kripto varlık tabanlı borsa yatırım fonları (ETF) için onay sürecini önemli ölçüde sadeleştirebileceği konuşuluyor. Eğer bu gerçekleşirse, dijital varlık piyasasının resmen düzenlenmiş finansal sisteme entegre edilmesine büyük katkı sağlayabilir. SEC, şu anda Nasdaq, New York Menkul Kıymetler Borsası Arca(NYSE Arca) ve Chicago Opsiyon Borsası(Cboe BZX) gibi büyük borsalar tarafından teklif edilen ‘genel listeleme standartlarını’ değerlendirmeye aldı. Bu standartların kabul edilmesi durumunda, kripto para destekli ETF’ler belirli şartları karşıladığında ek onaya gerek kalmadan otomatik olarak listelenebilecek.
Bu olası değişiklik, Bitcoin(BTC) spot ETF’lerinin onay süreciyle kıyaslandığında oldukça çarpıcı bir fark yaratıyor. 2024 yılının başında, mahkeme baskısı sayesinde ilk kez bir Bitcoin spot ETF’si onaylanarak, dijital varlıkların ABD sermaye piyasalarında resmi şekilde işlem görmesinin önü açılmıştı. Ardından Ethereum(ETH) ETF’lerinin de benzer şekilde kabul edilmesiyle süreç hızlandı, fakat düzenleyici karmaşıklık ve politika belirsizliği, sektörün büyümesinde hâlâ önemli engeller arasında yer alıyor.
SEC’in değerlendirdiği yeni kurallar, ETF başvurularının değerlendirilme süresini mevcut 240 günden 60 ila 75 güne kadar düşürebilir. Bu da özellikle Solana(SOL), Ripple(XRP) ve Dogecoin(DOGE) gibi büyük altcoin’lere dayalı ETF ürünlerinin piyasaya daha kısa sürede çıkmasına olanak sağlayabilir. Yeni ETF’ler tematik sepet ürünleri ya da staking destekli yapılar gibi farklı şekillerde tasarlanabileceği gibi, yalnızca vadeli işlem piyasasında yeterli işlem hacmine ulaşmış kripto paraları kapsayacak. Böylece, piyasa istikrarı ve ürün güvenilirliği aynı anda gözetilecek.
Eleştirmenler, ETF yapılarını kripto varlıkların aşırı finansallaşmasını tetikleyebilecek unsurlar olarak görse de, söz konusu araçlar yüksek derecede şeffaflık ve sıkı güvenlik önlemleriyle kurumsal gözetim altında işlem görüyor. Bu nedenle, ***şeffaf ve güvenli yatırım araçları*** olarak değerlendirilmekte. Ayrıca geleneksel finans piyasalarında geçerli olan saklama prosedürleri, fon yönetim kuralları ve denetim çerçevesi bu ürünler için de geçerli olduğundan, yatırımcıların korunmasına katkı sağlayacağı düşünülüyor.
Küresel ölçekte değerlendirildiğinde, ABD dijital varlıklar konusundaki düzenlemelerde geri kaldığı yönünde eleştiriler alıyordu. Avrupa Birliği’nin ‘MiCA (Kripto Varlık Piyasaları)’ düzenlemesi ya da Hong Kong ve Singapur’un belirgin lisans sistemleri, ABD’den çok daha hızlı hareket etti. SEC’in bu gibi net listeleme kuralları devreye alması durumunda, ***ABD’nin küresel dijital varlık pazarındaki lider konumunu yeniden kazanabileceği*** vurgulanıyor.
SEC’in nihai kararını 2025 Eylül ayında vermesi bekleniyor. Eğer onaylanırsa, yıl sonuna kadar beklemede bulunan 100’e yakın kripto ETF başvurusunun değerlendirilmesi mümkün olacak. Bunlar arasında yalnızca altcoin bazlı ürünler değil, aynı zamanda hisse senetleri ya da emtia ile harmanlanmış hibrit ETF’ler de yer alabilir. Özellikle SEC’in 2025 Ağustos’ta, ETF’ler için fiziksel dayanak varlıklar üzerinden yapılan ‘in-kind redemption’ yani ayni geri alım modelini onaylaması, fon yönetiminde verimliliği artırmıştı. Bu da yeni listeleme kurallarının ***‘son aşama’ olarak*** değerlendirildiğini gösteriyor.
Elbette, tüm dijital varlıkların geleneksel finansal ürünlerle aynı şekilde düzenlenmesi gerektiği görüşüne karşı çıkanlar da var. Ancak ***düzenlemenin amacı, bir varlığın değerini belirlemek değil; tüm yatırımcılar için adil ve şeffaf bir piyasa ortamı sağlamaktır.*** Kripto varlıkları düzenleme dışı bırakmak, yatırımcıları yeterli koruma sunmayan kayıt dışı borsalar ya da yurtdışı platformlara yönlendirme riski taşır. Buna karşın ETF yapısı, bu varlıkları ABD finansal düzenlemeleri içine çekebilecek güvenli bir yöntem olabilir.
2019’da SEC’in 6c-11 kuralını yürürlüğe koyarak ETF sektöründeki giriş engellerini düşürmesi gibi, bu kez de benzer bir adım dijital varlık ETF’lerinin daha geniş kitlelere ulaşmasının yolunu açabilir. Burada önemli olan, bu düzenleme ile doğrudan herhangi bir kripto para ya da projeye onay verilmeyecek olması. Asıl amaç, gelecekteki ihraççıların yasal sınırlar içinde net kurallarla hareket edebileceği ***öngörülebilir bir yapı*** oluşturmak.
Genel görünüme bakıldığında, kripto varlıklar artık gelip geçici bir trend değil; sağlam birer finansal enstrüman olarak kendine yer buluyor. Şimdi çözülmesi gereken temel konu, bu varlıklara erişimin yalnızca kayıt dışı platformlar üzerinden değil, ***SEC gözetimindeki yasal yollar*** ile güvenli biçimde sağlanması. Eğer ABD, sermaye piyasalarındaki liderliğini sürdürmek istiyorsa, kripto ETF piyasasını da artık kapsayıcı düzenleyici sisteme dahil etme zamanı gelmiş görünüyor.
Yorum 0