FTX, 2,5 milyar dolarlık alacağı ödemeyecek: 392 bin müşteri KYC sürecini kaçırdı

İflas eden kripto para borsası FTX, yaklaşık 2,5 milyar dolarlık müşteri alacağına karşılık ödeme yapılmayacağını resmen duyurdu. Bu karar, verilen süre içinde KYC (müşteri kimlik doğrulama) sürecini tamamlamayan müşterileri kapsıyor.

ABD’nin Delaware eyaletindeki iflas mahkemesine sunulan belgelere göre, FTX iflas yönetimi, 3 Mart’a kadar KYC sürecini başlatmayan müşterilerin alacak taleplerinin geçersiz sayılacağını açıkladı. Başlangıçta belirlenen son tarih 1 Mart’tı ancak bu süre üç gün uzatılmıştı. Buna rağmen çok sayıda müşteri yükümlülüklerini yerine getiremedi.

Bu konuda FTX alacaklılarını temsil eden Sunil Kavuri, geçersiz sayılan toplam alacak hakkının beklenenden fazla olduğunu dile getirdi. 50.000 dolar (yaklaşık 73 milyon TL) altındaki talepler 655 milyon dolar (yaklaşık 9,56 milyar TL), üzerindekiler ise 1,9 milyar dolar (yaklaşık 27,74 milyar TL) olarak tahmin ediliyor. Etkilenen müşteri sayısı 392.000’in üzerinde ve bu kişilerin isimleri toplam 2.377 sayfalık bir belgede toplandı.

KYC gerekliliklerine uymayan müşteriler gelecekte de benzer hak kayıplarına uğrayabilir. FTX yönetimi, 1 Haziran saat 16:00’ya (ABD Doğu saati) kadar KYC işlemlerini tamamlamayan başvuruların da geçersiz kabul edileceğini bildirdi. Bu hüküm, FTX Alacak Kurtarma Fonu(FTX Recovery Trust) veya iş birliği içindeki KYC şirketlerinin talep ettiği belgeleri sunmayanları kapsıyor.

FTX’in borç ödeme süreci 3 Ocak 2025 itibarıyla başlatılacak ve toplam 12,6 milyar ile 16,5 milyar dolar (yaklaşık 18,4 trilyon ila 24,1 trilyon TL) arasında müşterilere geri ödeme yapılması planlanıyor. Ödeme değerlemesi, 2022 Kasım’daki iflas başvurusu sırasında varlıkların piyasa değeri esas alınarak yapılacak.

FTX’in geçici CEO’su John Ray, müşteri geri ödeme sürecinde hesap kimliğinin doğrulanmasının zorunlu olduğunu belirtti. Ray, önceki yönetimin müşteri bilgilerini toplama veya fon kaynaklarını denetleme konusunda yetersiz kaldığını, şimdiki sıkı prosedürlerin mağdur koruması ve şeffaflık için hayati önemde olduğunu vurguladı.