2025 yılında Bitcoin(BTC) piyasası, kurumsal benimsenme ve fiyat artışı sayesinde yeniden *madencilik* odağına girmiş durumda. MicroStrategy(MSTR) ve Metaplanet gibi halka açık şirketlerin Bitcoin’i *finansal varlık* olarak aktif şekilde benimsemesiyle birlikte bireysel yatırımcılar da yeniden madencilik yöntemlerine ilgi göstermeye başladı. Bitcoin’in tarihte ilk kez 100.000 dolar (yaklaşık 1 milyar 460 milyon TL) seviyesini aşmasıyla birlikte, sınırlı arz ve ETF’ler ile hızla büyüyen talep, piyasaya katılım isteğini daha da artırdı.
Politik gelişmeler de bu süreci destekliyor. Trump’ın yeniden başkan seçilme olasılığının artmasıyla, Amerika Birleşik Devletleri’nde kripto paralara yönelik *dostane düzenlemeler* geleceği beklentisi güçleniyor. SEC’in aşırı müdahalelerini yumuşatma yönündeki sinyallerle birlikte, ABD’de madencilik sektörünün daha çok desteklenebileceğine dair umutlar artmış durumda. Avrupa Birliği de MiCA düzenlemesiyle, madencilik ve yatırımcı koruması konusunda net kurallar getirerek piyasalardaki belirsizliği azaltıyor.
Bu gelişmeler ışığında, birçok birey pahalı ekipmanlar kullanmadan ev ortamında Bitcoin madenciliği *yapmanın yollarını* araştırıyor. Günümüz itibarıyla ev tipi madencilik dört ana kategoriye ayrılıyor. *Lottery madencilik* yönteminde düşük maliyet ve eğlence ön plana çıksa da, anlamlı kazanç elde etme ihtimali son derece düşük. Diğer yandan, yüksek performanslı ASIC cihazlarla yapılan *solo madencilik* ise tüm kazancı kullanıcıya bıraksa da, yüksek başlangıç maliyetleri ve düşük blok bulma ihtimali nedeniyle riskli sayılıyor. Çoğu bireysel kullanıcı, daha öngörülebilir gelir sunan *madencilik havuzlarını* tercih ederken; ekipman satın almak istemeyen kullanıcılar ise *bulut madenciliğine* yöneliyor.
2024 Temmuz ayında yalnızca 3 TH/s gücündeki cihazlarla blok bulan bireysel bir madencinin hikayesi, *küçük ölçekli madenciliğin* değerini yeniden gündeme taşıdı. İki USB aygıtıyla 3.192 BTC (yaklaşık 200.000 dolar veya 2,92 milyon TL) kazanan bu kişi, istatistiki olarak binlerce yılda bir gerçekleşebilecek bu başarıyla dikkat çekti. Yorum: Katılımcıların bu tür yöntemlere yönelmesini sağlayan en büyük etken kâr değil, deneyim ve ağın desteklenmesine katkıda bulunma motivasyonu.
Daha verimli solo madencilik arayanlar için güçlü ASIC cihazlar başlıca seçenek oluyor. Örneğin, Antminer S21 Hydro modeli saniyede 400 TH/s üretim gücüyle tüm ağın yaklaşık %0,00008’ini temsil ediyor. Bu oran, teorik olarak 8,6 milyar dakikada bir blok bulunabileceği ihtimaline karşılık geliyor. İstatistiksel başarı ihtimali düşük olsa da, bir blok bulunduğunda ödülün tamamını alabilme şansı bu yöntemi cazip kılıyor.
Ancak, *istikrarlı getiri* arayanlar için madencilik havuzları daha makul. Foundry USA, ViaBTC, Antpool gibi büyük havuzlar günde yüzlerce bloğu işleyerek katılımcılarına düzenli ödeme sağlıyor. Özellikle FPPS (Full Pay Per Share) yöntemi sayesinde, bloğun bulunup bulunmamasına bakılmaksızın katkı oranına göre gelir elde edilebiliyor. Yorum: Bu özellik özellikle küçük ölçekli katılımcılar için avantajlı kabul ediliyor.
Donanım yönetimi, elektrik veya soğutma altyapısı konusunda zorlananlar için *bulut madenciliği* alternatif olarak öne çıkıyor. NiceHash ya da BitDeer gibi nispeten güvenilir platformlar sayesinde kullanıcılar kira tabanlı bir modelle hash gücü elde edebiliyor. Ancak *yüksek komisyonlar*, bakım masrafları, düşük ortalama kârlar ve platformların güvenilirliği gibi endişeler, bu modeli daha çok amatör kullanıcılar için cazip hale getiriyor.
Özetle, her madencilik yöntemi; kârlılık, ilk yatırım maliyeti, teknik zorluk ve katkı sistemine göre farklı avantaj ve dezavantajlara sahip. Bitcoin’e yalnızca kazanç aracı değil; aynı zamanda bir öğrenme ve katılım yöntemi gözüyle bakan kullanıcılar için, ihtiyaç ve hedeflere uygun yöntemin belirlenmesi büyük önem taşıyor.
Yorum 0