Web3 şirketlerinin fonlama stratejileri hızla değişiyor. Tiger Research’ün 24’ünde yayımladığı rapora göre, daha önce token ihracıyla sınırlı kalan Web3 şirketleri artık gözlerini giderek daha fazla halka arza (IPO) çeviriyor. Bu dönüşümle birlikte, kripto endüstrisi ve geleneksel finansal piyasalar arasındaki sınırların ciddi biçimde bulanıklaştığı vurgulanıyor.
Bu eğilimin en güncel örneği, sabitkoin USDC’nin ihraççısı olan Circle’ın ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’na (SEC) yaptığı yeni IPO başvurusu oldu. Eskiden ICO ya da SAFT gibi token tabanlı modellerle fon toplayan şirketler, artık bu yöntemlerin düşük likidite, yoğun regülasyon baskısı ve yüksek fiyat oynaklığı gibi yapısal sorunlar barındırdığını fark etmeye başladı. Bu nedenle daha ‘istikrarlı’ ve ‘güvenilir’ bir sermaye sağlama yöntemi olan halka arz, tercih edilen yol haline geliyor.
Tiger Research’e göre IPO, Web3 şirketleri için adeta bir ‘regülasyon uyum rozeti’ işlevi görüyor. Örneğin, Circle, geçmişte BitLicense alımı ve rezerv raporları paylaşımı gibi güven inşa edici adımlar attı; şimdi ise IPO aracılığıyla daha şeffaf ve kurumsal temelli bir yapıya geçerek finansal sisteme entegrasyonu hızlandırmayı hedefliyor. Bu yaklaşım, Coinbase’in IPO sonrası BlackRock gibi büyük yatırımcılarla benimsediği stratejik ortaklık modeline benziyor.
Token tabanlı fonlamanın yapısal zorlukları da yatırımcı açısından caydırıcı özellikler taşıyor. Token listelemelerinde borsaların öznel değerlendirme kriterleri, piyasa likiditesi oluşturma yükünün doğrudan projeye kalması ve ‘kilit açılma’ (unlock) gibi dönemsel fiyat düşüşlerine neden olan unsurlar önemli risk alanları. Keyrock’un verilerine göre, bu tür unlock dönemlerinde token fiyatlarında ortalama %25’in üzerinde düşüş yaşanıyor. Bu gerçeklik, 2022’den bu yana kripto VC yatırımlarında %60’ın üzerinde düşüş yaşanmasının nedenlerinden biri olarak gösteriliyor.
Tiger Research, özellikle merkezi borsalar, saklama (custody) hizmetleri sunan firmalar, sabitkoin ihraççıları ve Web3 çözüm sağlayıcıları arasında IPO örneklerinin hızla çoğalacağını tahmin ediyor. Şirketlerin halka açılması, token yatırımı yapamayan büyük kurumlar açısından da çekici hale gelecek. Şu an emeklilik fonları, devlet fonları gibi kurumsal sermaye havuzlarının potansiyel yatırım kapasitesinin 13 trilyon doların üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Bu da IPO’ların kurumsal yatırımcı ilgisini daha da artırabileceği anlamına geliyor.
IPO yalnızca finansman sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda şirketin hisselerini stratejik bir varlık olarak kullanarak satın alma ve birleşme (M&A) süreçlerini gerçekleştirmesine olanak tanıyor. Yeni pay ihraçları yoluyla da büyüme sermayesi oluşturmak mümkün. Coinbase ve Coincheck bu yapının küresel pazarlara açılım ve iş çeşitlendirme açısından başarılı örneklerini sundular.
Öte yandan, Tiger Research tüm Web3 şirketleri için IPO’nun uygun bir seçenek olmadığını da belirtiyor. Halka arz süreci; regülasyon uyumu, şeffaflık ve iç kontrol standardı gibi yüksek beklentiler içeriyor. Buna karşın token ihracı, erken aşama projeler için sermaye toplamak ve topluluk oluşturmak açısından daha avantajlı olabilir. Bu nedenle gelecekte IPO ve token ihracı gibi modellerin birlikte ya da projenin özelliklerine göre özel olarak yapılandırılacağı melez çözümlerin daha çok görüleceği öngörülüyor.
Tiger Research’ün bu raporu, Web3 ekosisteminin yalnızca teknolojik bir alan değil aynı zamanda geleneksel finans sistemleriyle entegrasyon arayan olgun bir sektör haline geldiğini ortaya koyuyor. Rapora Tiger Research’ün resmi web sitesinden ulaşılabilir.
Yorum 0