ABD Savunma Bakanlığı, insansız suüstü araçlarının (USV) askeri kullanımı konusundaki değerlendirmelerini hızlandırıyor. Son dönemde küresel deniz savaşlarında ‘drone bot’lar önemli bir güç unsuru haline gelirken, ABD Donanması da bu yeni tehditlere karşı stratejilerini geliştirme ihtiyacı duyuyor.
2002’de gerçekleştirilen "Millennium Challenge" askeri tatbikatı, ABD tarihindeki en maliyetli savaş simülasyonlarından biri oldu. Ancak tatbikatta ABD Ordusu, beklenmedik bir yenilgi aldı. ABD Donanmasına karşı rakip tarafın komutanlığını üstlenen Deniz Piyadeleri Korgenerali Paul Van Riper, geleneksel askeri doktrinleri aşarak ‘asimetrik’ taktikler uyguladı ve donanmayı köşeye sıkıştırdı. Özellikle seyir füzeleriyle desteklenen ‘intihar botları’ saldırıları, sonucu belirleyen kritik faktörlerden biri oldu. Ancak ABD Savunma Bakanlığı, yenilgiyi tam anlamıyla kabul etmek yerine tatbikat şartlarını değiştirerek bu stratejik yenilgiden çıkarılan dersleri belli ölçüde göz ardı etti. Bunun sonucunda insansız suüstü araçlarının askeri potansiyeli konusundaki tartışmalar uzun yıllar geri planda kaldı.
Ancak aradan geçen 20 yılda senaryo değişti. Ukrayna ordusu, Rusya’nın Karadeniz filosuna karşı insansız suüstü araçlarını aktif olarak kullanarak önemli başarılar elde etti. Bu araçlar sadece düşman gemilerini hedef almakla kalmayıp, Rusya’nın hava unsurlarını düşürme ve kıyıdaki stratejik noktaları vurma gibi görevlerde de etkili oldu. Benzer şekilde Yemen’deki Husiler de İsrail bağlantılı gemileri hedef almak için ‘intihar drone botları’ kullanarak Kızıldeniz’de deniz trafiğini aksatma operasyonları yürütüyor.
ABD de bu gelişmelere kayıtsız kalmadı ve insansız suüstü araçlarının askeri kullanımını daha kapsamlı bir şekilde değerlendirmeye başladı. ABD Donanması, 2018’den itibaren "Ghost Fleet Overlord" projesi kapsamında büyük ölçekli insansız suüstü araçlarını açık deniz koşullarında test etti. 2021’de ise Orta Doğu’da yapay zeka destekli insansız sistemler kullanarak operasyonel birimler oluşturdu. 2024 itibarıyla ise bu alandaki adımlarını hızlandırarak “insansız muharebe sistemleri” konusunda uzmanlaşan yeni bir birlik kurdu ve küçük insansız suüstü araçları üzerine çalışan özel bir ekip oluşturdu.
NATO da denizlerdeki insansız keşif ve gözetleme yeteneklerini artırma çabası içinde. Özellikle son dönemde Baltık Denizi’ndeki kritik denizaltı iletişim hatları ve enerji altyapılarının saldırıya uğraması, bölge ülkelerinin insansız gözetleme sistemleri kurma fikrini ciddi şekilde değerlendirmesine yol açtı.
ABD Donanması ise Pasifik bölgesinde güç projeksiyonunu artırmak için insansız suüstü araçlarına yönelik yatırımlarına hız veriyor. Özellikle "Replicator" programı çerçevesinde Çin ile olası çatışma senaryoları üzerinde simülasyonlar gerçekleştiriliyor ve düşük maliyetli ancak etkili insansız suüstü araçlarını kullanma stratejileri geliştiriliyor. 2023’ten bu yana yapay zeka destekli insansız savaş gemilerinin geliştirilmesine odaklanan ABD, özerk navigasyon sistemlerini entegre eden yeni nesil ‘savaş drone botları’ üretmeye devam ediyor.
Ancak uzmanlar, insansız suüstü araçlarının tüm donanma yapısına entegre edilmesi konusunda bazı çekinceler dile getiriyor. Paul Van Riper, “Drone botlara tamamen bağımsız bir güç unsuru olarak güvenmek yerine, mevcut donanma ve hava kuvvetleriyle koordineli kullanılmaları gerekir” diyerek çok katmanlı operasyonel stratejilere vurgu yapıyor. Ayrıca, 2002’deki tatbikattan çıkarılan en büyük derslerden birinin, farklı türdeki tehditlere karşı daha esnek ve uyarlanabilir yanıtlar geliştirilmesi gerektiği olduğunu belirtiyor.
ABD Donanması açısından insansız suüstü araçlarının tam ölçekli entegrasyonu, mevcut kuvvet yapısıyla olan uyumluluğuna ve savaş koşullarındaki performansına bağlı olacak. Bu araçların gelecek deniz savaşlarında belirleyici bir rol oynayıp oynamayacağı, sahada elde edecekleri sonuçlarla netlik kazanacak.
Yorum 0