Kripto sektörü dijital mahremiyet tehdidiyle karşı karşıya

Küresel finansal düzenlemelerin giderek sıkılaştığı bu dönemde, *dijital mahremiyet* konusundaki endişeler kripto para sektöründe belirgin şekilde artıyor. Coin Center yöneticisi Peter Van Valkenburgh, 24’ünde yayımlanan ‘The Clear Crypto’ podcastinin son bölümünde bu durumu “kritik bir kırılma noktası” olarak nitelendirerek sektör adına duyduğu kaygıyı aktardı.

Van Valkenburgh, “Dünya genelindeki hükümetler, bireylerin finansal işlemlerine erişme konusunda her geçen gün daha cesur hale geliyor” diyerek, *dijital para birimleri ve blokzincir teknolojisinin sunduğu anonimlik ve şeffaflık arasındaki hassas denge*nin ciddi biçimde test edildiğini belirtti. Ayrıca bu baskıların devam etmesi halinde, blokzincir üzerine kurulu tüm gizlilik yapılarına ciddi bir zarar verebileceği uyarısında bulundu.

Son dönemde ABD başta olmak üzere pek çok ülke, dijital varlıkların kara para aklama amacıyla kullanılmasını önlemek gerekçesiyle *kripto para borsalarından daha fazla veri toplama ve dijital cüzdan kullanıcılarını izleme yetkilerini genişletme* yönüne eğiliyor. Özellikle ABD Hazine Bakanlığı’na bağlı olan Finansal Suçlarla Mücadele Ağı (FinCEN), bireysel cüzdanların dahil olduğu transferleri de düzenleme kapsamına alma çabası içerisinde.

Ancak bu yöndeki regülasyon girişimleri ciddi bir muhalefetle karşılaşıyor. Sektör uzmanları, *dijital mahremiyete yönelik bu saldırıların demokrasi ilkelerine ve temel haklara zarar verebileceğini* savunarak hukuki mücadele başlatmaya hazırlanıyor. Van Valkenburgh, bu politikaların ne sadece Trump dönemine ne de Biden hükümetine özel olduğuna dikkat çekerek, “görüş ayrımı gözetmeksizin tüm yönetimler bireysel cüzdanlara yönelik düzenlemeleri sıkılaştırma eğiliminde” dedi.

Van Valkenburgh sözlerini “Bu artık sadece kripto para kullanıcılarının mücadelesi değil. *Bu, dijital toplumlarda ne ölçüde özel hayata sahip çıkabileceğimizin belirlenmekte olduğu bir sınav*” diyerek sonlandırdı. Dijital mahremiyetin korunmasına yönelik bu mücadele artık sadece teknik değil, yönetim ve insan hakları alanlarında da ciddi bir tartışma konusu haline geliyor.