Tiger Research’ün kısa süre önce yayımladığı bir rapora göre, zincir üstünde çalışan yapay zeka sistemi *Wayfinder*, merkeziyetsiz finans(DeFi) dünyasının en temel sorunlarına çözüm sunabilecek devrim niteliğinde bir altyapı olabilir. Görünüşte herkese açık olan DeFi sistemleri, karmaşık yapıları ve yüksek giriş bariyerleri nedeniyle geniş kullanıcı kitlesi tarafından hâlâ erişilemez durumda. Ancak AI destekli otomasyonla bu yapılar sadeleştirilebilir ve DeFi'nin "herkes için açık finans" hayali gerçeğe dönüşebilir.
DeFi, teoride herkesin erişimine açık bir finansal sistem olarak lanse edilse de, pratikte ciddi öğrenme zorlukları barındırıyor. Uniswap V3 örneğinde olduğu gibi, toplam likiditenin %80’i yalnızca %7’lik profesyonel bir kullanıcı kesimi tarafından sağlanıyor. Bu tablo, DeFi’ın sanıldığından çok daha ‘elitist’ bir yapıya sahip olduğunu gözler önüne seriyor. Tiger Research, bu sorunun temel nedenleri arasında fazlasıyla teknik jargon kullanımı, yüksek düzeyde finansal bilgi gereksinimi ve zincirler arası standartlaşmamış kullanıcı deneyimini gösteriyor. *Yorum: Bu, yalnızca yazılım güncellemeleriyle çözülemeyecek türden yapısal bir problem.*
Bu bağlamda önerilen çözüm ise doğrudan zincir üstü çalışabilen yapay zeka ajanı *Wayfinder*. Diğer yapay zeka sistemlerinden farklı olarak, Wayfinder blokzinciri altyapısıyla entegre çalışıyor ve kullanıcı adına zincirler arası işlemler, DeFi stratejileri ve akıllı sözleşme etkileşimleri gibi karmaşık görevleri yerine getirebiliyor. Sistem iki ana bileşenden oluşuyor: Kullanıcı arayüzü *Shell* ve binlerce DeFi protokolü ile sözleşme arasındaki ilişki haritasını çıkaran *Graph*. Bir kullanıcı, "Ethereum ile Solana’daki BONK adlı memecoin'i al" gibi basit bir komutla karmaşık bir çapraz zincir işlemini başlatabiliyor.
Wayfinder sadece basit alım-satım değil, aynı zamanda profesyonel yatırım stratejilerini de otomatikleştiriyor. Örneğin, Hyperliquid gibi platformlarda perpetual kontratlar üzerinden *basis trading* stratejisi uygulanabiliyor. Yapay zeka ajanı, gerçek zamanlı piyasa verilerine göre karar alıp işlemi yönetiyor. Böylece karmaşık stratejilere dair teknik bilgiye sahip olmayan kullanıcılar da profesyonel düzeyde getirilerden faydalanabiliyor.
Sistem ayrıca topluluk temelli inovasyona da açık. Kullanıcılar, *Wayfinding Path* adı verilen veri kümeleri oluşturarak bu yapılara katkıda bulunabiliyor. Oluşturulan bu yol verileri, belirli miktarda token stake edilerek doğrulamadan geçiyor. Eğer yol verisi onaylanırsa, sağlayıcı kullanıma bağlı olarak komisyon alıyor. Tersine, kötü niyetli içerikler stake edilen tokenların *slashing* (yakılarak silinmesi) sistemine tabi tutulmasını sağlıyor. Yorum: Bu yapı, sürdürülebilirlik ve topluluk odaklı kalite denetimini aynı anda mümkün kılıyor.
Wayfinder’ın potansiyel kullanım alanları oldukça geniş. Farklı zincirlerde işlem yapmak için gereken gaz ücretlerini otomatik olarak dengeleyebilir ya da otomatik kaldıraç stratejileriyle risk yönetimini optimize edebilir. Uzun vadede cüzdanlar, DApp’ler ve DeFi platformları, Wayfinder’ın API’ları üzerinden karmaşık işlemleri kendi başlarına geliştirmek zorunda kalmadan kullanıcılarına sunabilecek.
Sonuç olarak, Wayfinder yalnızca yeni bir DeFi aracı değil; kripto ekosistemi için yepyeni bir "işletim sistemi" haline gelebilecek nitelikte bir temel altyapı olarak görülüyor. Tiger Research’e göre bu ajan tabanlı yapı, piyasaya katılımın önündeki engelleri ciddi ölçüde azaltarak şu ana kadar dışlanan kullanıcıları sektöre dahil edebilir ve kripto endüstrisinin genel büyümesini hızlandırabilir. DeFi’ın vaadini gerçekleştirdiği o gün giderek yaklaşıyor.
Yorum 0