ABD Temsilciler Meclisi üyesi Marjorie Taylor Greene, son dönemde gündeme gelen ‘GENIUS’ sabitkoin yasa tasarısını, hükümetin merkez bankası dijital parası(CBDC) kullanımını *dolaylı yoldan* hayata geçirebilmek için kullandığı bir *arka kapı* olarak sert şekilde eleştirdi. Greene, bu düzenlemenin özel sektörce ihraç edilen kripto para olarak kamufle edilen bir dijital para modeliyle, fiilen bir *CBDC uygulamasına* zemin hazırladığını savundu.
Greene, yasa tasarısının düzenlemeye tabi tutulmak istenen sabitkoinlere *gözetim işlevleri* entegre ettiğini ve bunun da devletin kendi amaçları doğrultusunda kullanıcıların dijital para üzerindeki faaliyetlerini denetleyebilmesine imkân tanıdığını belirtti. Greene kendi sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Bu yasa tasarısı hem sabitkoinleri düzenliyor hem de *CBDC'nin sızdırılarak uygulanabileceği bir ‘arka kapı’ sağlıyor,” dedi. Ayrıca, “ABD Merkez Bankası yıllardır CBDC hazırlığında ve şimdi bu tasarıyla nakitsiz bir topluma geçişin temelleri atılmak isteniyor,” uyarısında bulundu.
Açıklamasında, dijital paranın *siyasi ya da toplumsal davranışlara göre* bir kontrol mekanizmasına dönüşebileceği endişesini de ifade eden Greene, bu yolla kişilerin alım-satım özgürlüğünün sınırlandırılabileceğini söyledi. Kendi ifadesiyle bu durum, hükümetin vatandaşların işlemlerini engelleme veya kısıtlama gücü elde etmesi anlamına geliyor ve bu da ona göre bir *otoriter denetim aracı* haline gelebilir.
Greene’in bu çıkışı, Bitcoin(BTC) ve genel anlamda *kripto para topluluğu içinde sıkça dile getirilen uyarılarla örtüşüyor.* Özellikle bazı uzmanlar ve kripto savunucuları, düzenlenmiş sabitkoinlerin basit bir ‘özel sektöre ait token’ olmanın çok ötesinde, *devletin kontrolüne açık, sansüre açık ve merkezi denetime tabi hale gelme riski* taşıdığı yönünde uzun süredir uyarılarda bulunuyorlar.
Son zamanlarda dünya genelinde CBDC araştırmaları ve pilot uygulamalar hız kazanırken, ABD’de sabitkoinler üzerine yürütülen düzenleme tartışmaları da gitgide *daha hassas bir konu başlığı* haline geldi. Yaşanan bu son gelişmeler, yalnızca dijital para politikaları değil, aynı zamanda *varlık özgürlüğü ve mahremiyetin korunması* gibi temel meseleleri de yeniden gündeme taşıyor.
Yorum 0