Ripple’ın Baş Teknoloji Sorumlusu(CTO) David Schwartz, XRP Ledger(XRPL) üzerindeki ‘merkeziyetsiz borsa (DEX)’ yapısının neden ödeme aracı olarak etkin şekilde kullanılmadığını doğrudan açıkladı. Schwartz’a göre en büyük engel, bu sistemin barındırdığı ‘regülasyon riski’. Kurumsal yatırımcıların DEX üzerinden işlem yapma konusundaki tereddütleri hâlâ güçlü şekilde etkisini sürdürüyor.
Schwartz, sosyal medya platformu X üzerinde bir kullanıcının sorusuna verdiği yanıtta, kurumsalların şeffaf ve ‘herkese açık likidite havuzları’na dahil olma konusunda hâlâ isteksiz olduğunu belirtti. Schwartz bu durumu, “Geleneksel kurumlar dijital varlık yönetimini zincir dışı(off-chain) ortamda yapmaya alışık. Yine de son dönemde zincir üstü(on-chain) çözümlere yönelme eğilimi güçleniyor” diyerek yorumladı. Bununla birlikte, "Eğer likidite sağlayıcının kim olduğunu bilemezsek, bu yapıların içinde terörist bir unsur yer alabilir. Bu da Ripple ya da iş ortaklarımız açısından yasal veya itibar anlamında büyük riskler doğurur" ifadelerini kullanarak bu çekincelerin ciddiyetine dikkat çekti.
Bu sorunları aşmak adına Ripple, ‘izne tabi alanlar (permissioned domains)’ adını verdiği bir özellikle çözüm arayışında. Geliştirme aşamasındaki bu özellik, kullanıcı kimlik doğrulamasını sağlayarak merkeziyetsiz yapılar içinde bile tarafların ‘karşı taraf riskini’ kontrol edebilmesine imkân tanımayı hedefliyor. Böylece daha fazla kurumsal oyuncunun XRPL tabanlı sistemlere katılması mümkün olabilir.
XRP Ledger, on yılı aşkın bir süredir geliştirilen köklü bir halka açık blokzinciri olmasına rağmen, bünyesindeki DEX faaliyetleri henüz yaygın bir benimsenme düzeyine ulaşmış değil. Ripple, 300’den fazla küresel finans kuruluşuyla iş birliği yapmasına karşın, XRPL üzerindeki on-chain işlem hacminin düşük kalması topluluk içinde de sıkça gündeme getiriliyor. Birçok kullanıcı, “Bu ölçekte bir ağın daha aktif kullanılmasını beklerdik” yorumunda bulunuyor.
Bu bağlamda Schwartz, kamuya açık blokzincir tabanlı ödeme sistemlerinin etkinliği için ‘güven çerçevesinin’ yeniden inşa edilmesi gerektiğini vurguladı. Örnek olarak, BlackRock’ın Ethereum(ETH) tabanlı para piyasası fonu BUIDL üzerinden gerçekleştirdiği 2,4 milyar dolarlık tokenizasyonu gösterdi. Schwartz’a göre bu örnek, geleneksel finans devlerinin kendilerine ait özel ağlar kurmak yerine mevcut halka açık ekosistemleri kullanmalarının daha verimli olabileceğini ortaya koyuyor.
Schwartz ayrıca, Circle’ın USDC stratejisine de dikkat çekerek; kendi ağına özel çözümler üretmektense pek çok halka açık blokzincir üzerinde çalışmanın, ‘ölçeklenebilirlik’, ‘uyumluluk’ ve ‘likidite’ açısından daha avantajlı olduğuna işaret etti. Ripple CTO’su, “Kamuya açık ağların sunduğu varlık taşınabilirliği ve altyapı derinliği, özel çözümlerin çoğu zaman erişemeyeceği bir düzeyde” ifadeleriyle bu farkı net bir şekilde ortaya koydu.
Schwartz’a göre izne tabi alanlar gibi güven katmanlarının hayata geçmesiyle birlikte, XRP Ledger DEX'in kullanım potansiyeli ciddi ölçüde artabilir. Bu durum yalnızca Ripple’ın kurumsal stratejisini desteklemekle kalmayacak; aynı zamanda merkeziyetsiz borsa dünyasında düzenlenmeye yönelik önemli bir kırılma noktası da yaratabilir.
Yorum 0