Kripto madencilik şirketi HashFlare’ın kurucu ortaklarından biri, yaklaşık 773 milyar Kore wonu (yaklaşık 8,025 milyar Türk lirası) tutarındaki Ponzi dolandırıcılığı suçlamasını kabul ettikten sonra *ek bir hapis cezası olmadan* serbest bırakıldı. Amerika Birleşik Devletleri Adalet Bakanlığı ise kararın ardından *itiraz ihtimalini* değerlendiriyor.
HashFlare’ı kuran Sergey Potapenko ile Ivan Turõgin, Estonya ve Amerika Birleşik Devletleri’nde toplam 16 ay süreyle tutuklu kalmalarının dikkate alınmasıyla, Seattle’daki federal mahkemede *şartlı tahliye* kararı aldı. Yargıç Robert Lasnik, iki sanığa da 25.000 dolar (yaklaşık 3 milyon 475 bin TL) para cezası ve *360 saatlik* kamu hizmeti cezası verdi. Bu kamu hizmeti cezaları, sanıkların vatandaşı olduğu Estonya’da uygulanacak.
Adalet Bakanlığı yaptığı açıklamada, her iki sanık için *en fazla 10 yıl hapis* cezası talep ettiklerini vurgulayarak, bu kadar hafif bir cezaya karşılık itiraz seçeneklerini değerlendirdiklerini belirtti. Öte yandan, Potapenko ve Turõgin’in avukatları, müvekkillerinin tutukluluk süresince *zaten ciddi bir bedel ödediğini* ve *yalnızca zaman hizmetiyle cezanın tamamlanmasının* adil olacağını savundu.
Sanıklar, 2022 yılı Kasım ayında Estonya’da yakalanmış ve 16 ay boyunca orada tutuklu kalmıştı. 2024 Mayıs’ta Amerika’ya iade edilmelerinin ardından dolandırıcılık suçlamalarını kabul ettiler. Bu dava, Seattle’daki federal savcılık tarafından şimdiye kadar yürütülen *en büyük finansal dolandırıcılık vakası* olarak tanımlandı. Potapenko ve Turõgin, 2015 ile 2019 yılları arasında sahte madencilik getirileri göstererek yatırımcıları kandırıp 577 milyon dolar (yaklaşık 8,025 milyar TL) topladı ve *Ponzi şeması* ile eski yatırımcılara yeni gelen fonlardan ödeme yaptı.
Savcılık, bu sistemin *yaklaşık 440 bin yatırımcıya* zarar verdiğini belirtse de savunma tarafı, müşteri kayıplarının sınırlı olduğunu ileri sürdü. Belgeler, 390 bin kişinin HashFlare’a toplamda 487 milyon dolar (yaklaşık 6,774 milyar TL) yatırdığını, ancak sistemden 2,3 milyar dolar (yaklaşık 31,97 milyar TL) geri çekildiğini gösteriyor. Ayrıca, 400 milyon dolar (yaklaşık 5,56 milyar TL) değerinde varlığın devlet tarafından *el konulduğu* da mahkemenin kararını etkileyen unsurlardan biri oldu.
Savcılık açıklamasında, “Sanıklar *lüks tüketime yüz milyonlarca dolar* harcadı; gayrimenkul, Bitcoin(BTC), lüks otomobiller, mücevherler ve özel uçak seyahatleri gibi kişisel varlıklar edindiler” ifadelerine yer verildi. ABD Adalet Bakan Yardımcısı vekili Tejle Luthi Miller ise "Bu dava, *görkemli şekilde ambalajlanmış bir kripto madenciliği illüzyonu altında* gerçekleştirilen klasik bir Ponzi dolandırıcılığıdır" diyerek sert eleştirilerde bulundu.
Öte yandan, her iki sanığın da ABD İç Güvenlik Bakanlığı’nın *gönüllü olarak ülkeyi terk edin* talebine tabi olması, mahkeme sonrasında nasıl bir sürecin izleneceği konusunda karışıklık yarattı. Avukatları ise, sanıkların duruşma öncesinden itibaren *kendi ülkelerine dönme niyetlerini* defalarca beyan ettiklerini vurguladı. HashFlare’ın kurucuları, Estonya’ya iade edildikten sonra gözetim altında *toplum hizmeti* cezalarını tamamlayacak.
Yorum 0