Tiger Research’in yayımladığı son rapora göre, küresel çapta önde gelen şirketler yeniden blokzinciri alanına adım atıyor. Ancak bu dönüş, 2021 yılında NFT çılgınlığının öncülük ettiği spekülatif yaklaşımlardan oldukça farklı bir stratejiyi benimsiyor. Rapora göre kurumlar artık belirsiz beklentiler yerine *kullanım değerine* odaklı blokzincir çözümlerini tercih ediyor ve bu değişimin merkezinde Avalanche(AVAX) yer alıyor.
Tiger Research, özellikle düzenleyici netliklerin kurumsal aktörler için kilit rol oynadığını vurguluyor. ABD’de FIT21 yasası, Avrupa Birliği’nin MiCA düzenlemesi ve Bitcoin(BTC) ETF onayı gibi önemli gelişmeler, sektördeki belirsizliği önemli ölçüde giderdi. Ayrıca, 2024 yılı itibarıyla sabitkoin(stablecoin) işlem hacmi Visa ve Mastercard’ın toplam hacmini aşarak, blokzincirlerin *finansal altyapının merkezi* haline geldiğini ortaya koydu.
Bu yeni düzenleyici ve teknolojik ortamda, JP Morgan, Nexon ve BlackRock gibi büyük kurumlar, geçmişteki spekülasyon temelli stratejiler yerine daha metodik ve kademeli yaklaşım sergiliyor. Tiger Research’e göre bu dönüşüm, beş aşamalı bir çerçeveyle destekleniyor: iş senaryolarının doğrulanması, kurum içi yetenek analizleri, en uygun blokzincir platformunun seçimi, adım adım uygulama ve ekosistem entegrasyonu. Bu çerçevenin merkezinde ise doğru platform seçiminin yer aldığı belirtiliyor, çünkü yanlış seçim tüm projeyi tehlikeye atabiliyor.
Piyasada yüzlerce blokzincir alternatifi olmasına rağmen, teknik olgunluk, uzman geliştirici kadrosu, güvenlik yapısı ve maliyet-performans dengesi açısından kurumsal yatırımcıların dikkatini en çok Avalanche platformu çekiyor. Avalanche, ana zincirden bağımsız olarak özelleştirilmiş L1 zincirleri kurma yeteneği sayesinde regülasyona ve sektörel ihtiyaçlara göre *kişiselleştirilmiş zincir çözümleri* sunabiliyor. Wyoming eyaletinin resmi sabitkoin projesi, Nexon’un MapleStory Universe girişimi, KKR’nin sağlık fonunun tokenize edilmesi ve Singapur’daki Alipay ödeme sistemleri entegrasyonu gibi örnekler bu potansiyelin gerçek dünya yansımaları olarak öne çıkıyor.
Teknik açıdan bakıldığında Avalanche, yalnızca 2 saniyelik işlem onay süresi, 130’dan fazla geliştiriciden oluşan özel ekibi, uluslararası standartlara uygun güvenlik altyapısı ve yerelleştirilmiş kurumsal destek mekanizması ile öne çıkıyor. Ayrıca, kendi bulut çözümü olan ‘AvaCloud’ ile, özellikle teknoloji altyapısı olmayan kurumların bile kolayca blokzincir benimsemesi mümkün hale geliyor. AWS kalitesindeki kullanım kolaylığı ve düşük ilk kurulum maliyeti, bu çözümü firmalar için *gerçek maliyet avantajı* haline getiriyor.
Avalanche’ın en dikkat çeken yönlerinden biri de *ağların ağı* olarak tanımlanan yapısıyla, her kurumun bağımsız zincirini yönetirken gerektiğinde diğer zincirlerle birlikte çalışmasını sağlayan bir ara yüz sunması. Tiger Research, oyun, gerçek dünya varlıkları (RWA), ödeme/para transferi ve fikri haklar gibi birçok alanda Avalanche’ın *aktif olarak kullanıldığını* da somut vakalarla ortaya koyuyor.
Geldiğimiz noktada, blokzincir artık yalnızca teknik bir potansiyel değil, iş dünyası için *zorunlu bir altyapı unsuru* haline gelmiş durumda. Kurumlar seçimlerinde daha net bir rota izlerken; düzenleyici netlik, teknoloji olgunluğu ve elde edilen somut sonuçların buluştuğu şu dönem, onların blokzincir girişimi başlatmaları için *en uygun zaman* olarak öne çıkıyor. Bu yolculukta güvenilir ve sürdürülebilir bir ortak arayan kurumlar için Avalanche, ciddi bir stratejik tercih olarak öne çıkıyor.
Yorum 0