Blokzincirin ‘şeffaflığı’ sistemin temelini oluştururken, aynı zamanda yeni bazı ‘zafiyetleri’ de beraberinde getiriyor. Bu zafiyetlerin başında, belirli aktörlerin işlem sırasını değiştirerek kâr etmesini sağlayan **Maksimum Çıkarılabilir Değer (MEV)** sorunu geliyor. İşlemlerin bloklara eklenmeden önce geçici olarak beklediği ‘mempool’ adı verilen alana herkesin erişebilmesi, blok üreticileri ya da aracıların işlemleri önceden görüp, kendi işlemlerini daha avantajlı konumlara yerleştirerek gelir elde etmelerine imkân tanıyor.
Bu MEV sorunu, halk açık blokzincirlerin çoğunda sıkça karşımıza çıkıyor. Özellikle Ethereum(ETH) ağında yapısal bir problem haline gelen bu durum, blok ödüllerinin yaklaşık %11’ine denk gelecek ölçüde düzenli biçimde oluşuyor. Güncel verilere göre, yalnızca eylül ayında ‘sandviç saldırısı’ adı verilen MEV stratejileriyle yaklaşık 300 bin dolar (yaklaşık 4 milyon 170 bin TL) tutarında kayıp yaşandı. Uzmanlar bunu yalnızca teknik bir aksaklık olarak değil; büyük yatırımcıların piyasa dalgalanmaları ortasında tekrar tekrar ödemek zorunda kaldıkları ‘gizli bir maliyet’ olarak yorumluyor.
Bu sorunu teknik olarak çözmek için çeşitli ‘kriptografik yöntemler’ ortaya konmuş durumda. Bunların başında ‘eşik şifreleme’ ve homomorfik şifreleme yaklaşımları geliyor. Bu yöntemlerde temel fikir, işlemin mempool’a ulaşmadan önce şifrelenmesiyle blok üreticilerinin işlem sıralarını kendi lehlerine manipüle etmelerini engellemek. Ancak bu yapılar henüz tam anlamıyla uygulamaya geçirilmiş değil ve çoğu hâlâ araştırma aşamasında.
Tüm bu gelişmelerin ortasında ‘Shutter’ adlı proje dikkat çekiyor. MEV ile mücadeleye odaklanan Shutter, eşik şifreleme protokolünü blokzincir üzerinde uygulayan ilk girişim olarak öne çıkıyor. Hâlihazırda Gnosis Chain ana ağında çalışan bir çözüm olması, onu rakiplerinden ayırıyor ve MEV baskısını gerçek zamanlı olarak azaltma potansiyeli sunuyor.
Shutter’ın teknik yapısının özünde, işlem şifresini çözmek için gereken anahtarın birçok ‘anahtar taşıyıcıya’ bölünmesi yatıyor. Böylece, hiç kimse işlemleri tek başına çözemiyor ve blok önericisinin işlemler hakkında önceden bilgi edinip kâr etmesi tamamen engelleniyor. Protokol birkaç aşamada çalışıyor: Öncelikle, komite üyeleri birlikte hem açık hem de gizli anahtarları bölüştürerek oluşturuyor. Ardından kullanıcılar işlemlerini bu anahtarla şifreleyip gönderiyor. Bu şifreli işlemleri blok üretici toplayıp yeni bloğa ekliyor. Blok onaylandığında ya da belirli şartlar sağlandığında, komite üyeleri kendi anahtar parçalarını paylaşıyor ve yeterli anahtar toplandığında işlem çözülerek zincire işleniyor. Bu yapı, çoklu imza sistemlerine benzer şekilde güvenilirlik ve şeffaflık sağlıyor.
Sonuç olarak, MEV sorununa kalıcı çözümler üretmek için teknolojik inovasyonlar şart. Shutter bu konuda esnek ve pratik bir seçenek sunarak, sektördeki yapısal sorunların çözümünde ‘gerçekçi bir alternatif’ olarak öne çıkıyor. Blokzincirin vaadi olan şeffaflık, ancak bu gibi gelişmiş kripto çözümlerinin yaygın kullanımıyla gerçekten ‘adil’ bir yapıya dönüşebilir.
Yorum 0