Ethereum(ETH) 4.000 dolar sınırına dayandı: Ticaret savaşları kriptoyu vurdu

Ethereum(ETH) fiyatı sert bir düşüşle psikolojik destek seviyesi olan 4.000 dolar sınırına yaklaşmış durumda. Bitcoin(BTC) başta olmak üzere büyük kripto paraların genel bir düşüş eğilimi göstermesiyle birlikte Ethereum da bu aşağı yönlü baskıdan etkilenerek son 24 saat içinde 4.096 dolara kadar geriledi.

Bu düşüşün temel nedeni, ABD ile Çin arasında tırmanan ticaret gerilimi olarak öne çıkıyor. Biden yönetimi, Çin’den ithal edilen ürünlere yönelik ‘gümrük tarifelerinde ciddi artış’ sinyali verdiğinde New York Borsası sert tepki verdi. Teknoloji şirketlerinin yoğunlukta olduğu Nasdaq endeksi önemli bir düşüş yaşadı. Bu düşüş, kripto para piyasasına da yayılarak satış dalgasını tetikledi. CoinGlass verilerine göre sadece bir saat içinde yaklaşık 188 milyon dolarlık pozisyon ‘tasfiye’ edildi.

ABD’nin bu adımı, Çin’in nadir toprak elementleri ihracatına getirdiği kısıtlama hamlesine karşılık doğrudan ‘ekonomik güvenlik’ temelli bir hamle olarak yorumlanıyor. Özellikle ABD'nin Çin’i “küresel ekonomiyi rehin almakla” suçlaması, yalnızca diplomatik değil aynı zamanda stratejik bir çatışmanın işareti olarak görülüyor. Bu tür siyasi belirsizlikler arttıkça yatırımcıların ‘riskli varlıklardan kaçınma’ eğilimi ile kripto paralarda da sert satışlar yaşanıyor.

Ancak tüm analistler bu sert düşüşü kalıcı olarak değerlendirmiyor. Piyasa uzmanı Adam Kobeissi, bu tarifelerin büyük ihtimalle bir ‘pazarlık stratejisi’ olduğunu savunuyor. Kobeissi’ye göre, ABD ile Çin arasında geçmişte de çatışmalı dönemler yaşansa da nihayetinde müzakerelerin yeniden başladığı birçok örnek mevcut. Bu nedenle yalnızca siyasi açıklamalara bakarak piyasanın uzun vadeli bir düşüş periyoduna gireceğini söylemek ‘yorum’ olarak aceleci olabilir.

Ethereum’daki bu düşüş genel piyasa güvensizliğinin bir yansıması olarak öne çıksa da bazı yatırımcılar için ‘alım fırsatı’ olarak da değerlendiriliyor. Yine de kısa vadede, küresel ticaret savaşlarının tırmanması ve ekonomik belirsizlikler nedeniyle ‘volatilite artışı’ kaçınılmaz görünüyor. Bu nedenle yatırımcıların önümüzdeki günlerde Washington ve Pekin arasında yapılacak açıklamalara ve yayınlanacak makroekonomik verilere dikkatle yaklaşması önem taşıyor.