Michael Saylor liderliğindeki stratejik danışmanlık şirketi Strategy, Bitcoin(BTC) fiyatlarındaki keskin düşüş sebebiyle sadece bir hafta içinde yaklaşık ‘98 trilyon won’ (yaklaşık 71,1 milyar dolar) değerinde portföy kaybı yaşamasına rağmen, uzun vadeli iyimser tavrını sürdürüyor. Saylor, sosyal medyada yapay zekâyla oluşturulmuş dağ manzaralı bir görsel ile birlikte yalnızca "Be Strong" (Güçlü ol) ifadesini paylaşarak, gelişmeleri sakin bir şekilde karşıladığını ortaya koydu.
Şirketin şu an elinde bulundurduğu toplam Bitcoin miktarı 640.250 adet. Bu varlıkların ortalama alım maliyeti ise 74.002 dolar (yaklaşık 1 milyar 296 milyon won). Ekim ayının başında Bitcoin fiyatı 124.000 doları (yaklaşık 1 milyar 7,236 milyon won) aşarak, şirkete ait BTC portföyünün değeri kısa bir süreliğine 7,9 milyar doları (yaklaşık 109,8 trilyon won) geçmişti.
Ancak yükseliş fazla uzun sürmedi. 14 Ekim itibarıyla Bitcoin fiyatı 110.800 dolara (yaklaşık 1 milyar 5,401 milyon won) kadar geriledi. Bu düşüşle birlikte şirketin toplam BTC varlık değeri 7,11 milyar dolara kadar (yaklaşık 98,2 trilyon won) azaldı. Bu da sadece birkaç gün içinde ‘portföy değerinin yaklaşık %10’unun buharlaştığı’ anlamına geliyor.
Buna rağmen Strategy’nin ortalama Bitcoin alım maliyeti 4,738 milyar dolar (yaklaşık 65,8 trilyon won) seviyesinde olduğundan, hâlâ ‘yaklaşık %50’ oranında ‘kâğıt üzerinden kazanç’ sağlamaya devam ediyor. Saylor, piyasadaki sert dalgalanmalara rağmen Bitcoin’in ‘dünyanın en güçlü ve en kıt varlığı’ olduğu konusundaki inancını koruyor.
Son düşüş, kripto piyasasında toplamda yaklaşık 19 milyar dolar (yaklaşık 26,4 trilyon won) değerinde kaldıraçlı pozisyonun tasfiye edilmesine yol açarak ciddi bir şok etkisi yarattı. Buna karşın Saylor, Bitcoin’in nihayetinde fiat para birimlerinin istikrarsızlığına ve enflasyona karşı ‘bir sığınak’ olacağı yönündeki pozisyonunu yeniden vurguluyor.
Wall Street çevrelerinden bazı uzmanlar ise, Bitcoin gibi ‘yüksek volatiliteye’ sahip bir varlığa şirket bilançosunun büyük oranda endekslenmesinin sürdürülebilirliği konusunda hâlâ soru işaretleri taşıyor. Ancak Saylor için bu yaklaşım tam da ‘uzun vadeli stratejinin temelini’ oluşturuyor. O, piyasa korkusuna teslim olmak yerine ‘kesin inançlarla ilerlemeyi’ seçiyor.
Yorum 0