Aptos, kuantum bilişim çağındaki güvenlik risklerine karşı ilk resmi önerisini getirdi. 24’ünde (yerel saatle) duyurulan AIP-137 isimli bu yeni teklif, ABD hükümeti tarafından onaylanmış bir dijital imza standardı olan ‘SLH-DSA-SHA2-128s’ sistemini benimseyerek, gelecekteki kuantum tehditlerine karşı koruma sağlamayı hedefliyor. Öneri, Aptos Labs’in kriptografi başkanı Alin Tomescu tarafından geliştirildi.
Teknoloji devleri IBM, Microsoft(MSFT) ve Google(GOOG) kuantum bilgisayar geliştirme süreçlerini hızlandırmış durumda. Bununla paralel olarak, ABD Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü (NIST) tarafından kuantum sonrası kriptografi algoritmaları için resmi standart çalışmalarının sürdürülmesi, Aptos’un hamlesine ekstra anlam katıyor. Yapılan açıklamalar, mevcut güvenlik sistemlerinin birkaç yıl içerisinde işlevini yitirebileceği uyarısında bulunuyor.
AIP-137, verimlilikten ziyade ‘kanıtlanmış güvenliğe’ odaklanan temkinli bir yaklaşım sunuyor. Bu bağlamda kullanılan SLH-DSA-SHA2-128s yapısı, SHA-256 algoritmasına dayalı bir dijital imza teknolojisi ve 2024 itibarıyla NIST tarafından FIPS 205 standardı kapsamında kabul edilmiş durumda. SHA-256, hâlihazırda Aptos altyapısında kullanımda olduğundan, bu yeni çözüm güvenlik açısından riskli ve henüz test edilmemiş matematiksel varsayımlar yerine halihazırda bilinen yöntemleri temel alıyor.
Aynı zamanda bu adım, geçtiğimiz yıllarda yaşanan ve kuantum sonrası algoritmalarda dahi zayıf noktaları ortaya koyan birkaç başarısız girişime yanıt niteliği taşıyor. Örneğin 2022 yılında önerilen Rainbow algoritması, sıradan bir dizüstü bilgisayar tarafından bile kolayca kırılabilmişti. Aptos, bu tür 'güvensiz yenilikleri' benimsemek yerine, daha muhafazakâr ancak güvenilir bir pozisyon almayı tercih etti.
Bununla birlikte, böyle bir yaklaşım bazı maliyetleri de beraberinde getiriyor. Örneğin yeni dijital imzaların boyutu 7856 bayt gibi oldukça yüksek bir değere ulaşıyor ve bu, mevcut sistemdeki Ed25519 algoritmasından yaklaşık 82 kat daha büyük. Ayrıca doğrulama süresi de yaklaşık 294 mikrosaniyeye kadar çıkıyor; bu da 4.8 kat daha yavaş anlamına geliyor. Yine de Aptos, hızlı ama henüz yeterince doğrulanmamış ML-DSA ve Falcon gibi alternatifler yerine, sağlam bir temel belirlemeyi doğru buluyor.
Teklifin en dikkat çeken özelliklerinden biri ise ‘zorunlu’ değil, ‘isteğe bağlı’ bir geçiş öngörmesi. Bu sayede mevcut kullanıcılar hâlâ Ed25519 algoritmasını kullanmaya devam edebilirken, ihtiyaç duyanlar yeni SLH-DSA tabanlı imzaları etkinleştirebiliyor. Kullanıcılar, yazılım bileşenlerine yerleştirilen ‘özellik bayrakları’ sayesinde bu geçişi aşamalı biçimde kendi hızlarında yapabiliyor. Bu tarz geçiş modelinin, blokzincir ağlarının genel güvenliğini ve istikrarını koruma açısından oldukça etkili olduğu düşünülüyor.
Konuyla ilgili yapılan yorumlar, sadece Aptos’un değil, diğer kripto para projelerinin de benzer tehditlerle karşı karşıya olduğunu ortaya koyuyor. Solana(SOL) kurucusu Anatoly Yakovenko, Bitcoin’in(BTC) yaklaşık 5 yıl içinde kuantum temelinde kırılabileceği yönündeki öngörülere dikkat çekerek, daha hızlı hareket edilmesi çağrısında bulunmuştu. Araştırmalara göre, Bitcoin arzının %30’u yani 6–7 milyon adet BTC hâlâ güvenlik seviyesi düşük eski adres tiplerinde tutuluyor ve bu varlıklar kuantum saldırılara karşı savunmasız kalabilir.
Bu endişelerin temelinde ise kuantum bilgisayar geliştirme yarışında çarpıcı ivmelerin oluşması var. IBM, 2030’a kadar 100.000 kübit kapasitesinde bir kuantum çip inşa etmeyi planlıyor. Microsoft ise yaptığı son açıklamada, kuantum teknolojisinin artık “on yıllar meselesi değil, birkaç yıl içinde gerçekleşecek bir gerçeklik” olduğunu belirtti. Avustralya’daki Macquarie Üniversitesi’nden Prof. Gavin Brennen ise, bir zamanlar 20 milyon civarında olduğu tahmin edilen bir 256-bit kriptografik anahtarı kırmak için artık yalnızca yaklaşık 1 milyon kuantum kübite gerek duyulduğunu ifade etti.
Grayscale’in yayımladığı 2026 Dijital Varlık Görünüm Raporu’na göre kuantum bilişim, şu an için fiyatları doğrudan etkilemese de, çoğu blokzincir ağında kriptografik altyapının zorunlu şekilde yenilenmesine yol açacak bir değişim süreci başlatacak.
Özetle, AIP-137 şu an için isteğe bağlı bir teklif olsa da, Aptos’un kripto sektöründe yaklaşan kuantum tehdidine karşı gösterdiği bu ilk adım, gelecekte tüm endüstri için bir referans noktası oluşturabilir. ‘Daha güvenli ama daha yavaş’ yolunun tercih edilmesi, milyarlarca dolarlık dijital varlığın korunması açısından uzun vadede daha çok güven kazandırabilir. Aptos, belirsiz bir teknolojik geleceğe karşı, temkinli ve veri temelli bir strateji izlemeyi seçmiş gibi görünüyor.
Yorum 0