Mango Markets davasında kritik karar: 1,1 milyar dolarlık kripto dolandırıcılığı suçlaması iptal edildi

28’inde (yerel saatle), New York Güney Bölge Mahkemesi Yargıcı Arun Subramanian, Mango Markets’te yaklaşık 1,1 milyar dolarlık kripto para hırsızlığıyla suçlanan Avraham Eisenberg hakkında dikkat çekici bir karara imza attı. Mahkeme, jüri tarafından verilen ‘emtia dolandırıcılığı’ ve ‘piyasa manipülasyonu’ suçlamalarındaki hükmü, yeterli kanıt bulunmadığı gerekçesiyle *iptal etti*. Böylece Adalet Bakanlığı’nın savunduğu suç yapısının temeli büyük ölçüde sarsılmış oldu.

Eisenberg daha önce, merkeziyetsiz borsa Mango Markets’teki MNGO token fiyatını kısa sürede yapay şekilde %1.300 oranında yükselttikten sonra, oluşan fiyat artışını teminat göstererek platformdan 1,1 milyar dolara denk gelen kripto para çektiği gerekçesiyle *suçlu bulunmuştu*. Kendini ‘uygulamalı oyun teorisyeni’ olarak tanımlayan Eisenberg, protokoldeki teknik zaafları kullandığını, ancak hiçbir sahtecilik ya da manipülasyon girişiminde bulunmadığını savundu.

Savunma tarafı, Eisenberg’in Mango Markets’in ‘izin gerektirmeyen’ akıllı sözleşme sistemini yalnızca teknik olarak istismar ettiğini, bu sebeple dolandırma kastının bulunmadığını ileri sürdü. Yargıç Subramanian da bu değerlendirmeye katılarak, “Mango Markets’in yapısı otomatik ve *izin gerektirmeyen* nitelikte. Bu bağlamda dolandırıcılıktan söz edebilmek için hukuken dolandırılabilecek bir tarafın mevcut olması gerekir” açıklamasında bulundu.

Bu karar, özellikle *merkeziyetsiz finans(DeFi)* sistemlerinin hukuki değerlendirmelerinde yeni tartışmalara kapı araladı. Savcılık, akıllı sözleşmeler yoluyla finansal manipülasyona dair cezai sorumluluk tesis etmeye çalışırken; mahkeme, DeFi protokollerinin teknik tarafsızlığı ve otomasyonuna dikkat çekerek Eisenberg lehine hüküm verdi.

Kripto para topluluğunun bazı üyeleri, mahkemenin bu yaklaşımının benzer DeFi davalarında etkili bir içtihat doğurabileceğini düşünüyor. Ayrıca *akıllı sözleşmelerdeki yapısal kusurların* sorumluluğunun bireylerden ziyade protokol geliştiricilerine ait olduğunu gösteren kritik bir karar olarak değerlendiriliyor.