Kurumsal yatırımcılar Bitcoin(BTC) ETF’lerine uzun vadeli güven duyuyor

ABD’de spot Bitcoin(BTC) ETF’lerinin devreye girmesinin ardından kurumsal yatırımcıların piyasaya yoğun şekilde giriş yaptığı görülürken, bu fon akışının kısa vadeli kâr amacı güden ‘baz işlem’ stratejisinden çok, uzun vadeli ‘net alım’ pozisyonlarına dayandığı ortaya çıktı. Piyasanın dalgalanmalarına karşı herhangi bir *riskten korunma* stratejisi uygulanmadan alınan bu pozisyonlar, geleneksel finans kurumlarının Bitcoin’e giderek artan bir ‘gerçek inancı’ olduğunu gösteren bir işaret olarak değerlendiriliyor.

Blockchain veri analiz firması Glassnode ile finans araştırma kuruluşu Avenir Grubu’nun ortak hazırladığı yeni rapora göre, ABD spot ETF’lerine aktarılan fonların önemli bir kısmı *hedge edilmemiş* net alım (long-only) pozisyonlardan oluşuyor. Araştırmada, bu yatırımların çoğunun Bitcoin vadeli işlemlerinde fiyat farkı üzerinden gerçekleşen arbitrajlar olmadığını, aksine uzun vadeli elde tutma hedefiyle yapılan işlemler olduğunu vurgulandı.

Raporda, “ETF’lerin hayata geçmesi başlı başına bir dönüm noktası olsa da, daha önemli olan geleneksel sermayenin kripto varlıklara hangi stratejik yollarla erişmeye karar verdiğidir” denilerek, Bitcoin’in giderek *yapısal portföy varlığı* kimliği kazandığına dikkat çekiliyor. Bu durum, kısa vadeli kâr beklentisinden ziyade, daha uzun dönemli piyasa beklentilerine dayalı yatırım stratejilerinin benimsendiğini ortaya koyuyor.

En dikkat çekici gelişmelerden biri ise Bitcoin’in fiyat hareketlerinin giderek klasik varlık sınıflarına benzemeye başlaması. Rapora göre, Bitcoin hâlâ geleneksel makro ekonomik varlıklarla yüksek korelasyon içinde hareket ediyor. Özellikle *likidite döngüleri*, *altın fiyatları* ve *S&P500* gibi hisse senedi endeksleriyle senkronize bir yapıya sahip olduğu gözlemleniyor. Öte yandan, ABD Dolar Endeksi ve yüksek getirili tahvil spreadleri gibi göstergelerle ise ters yönlü bir ilişki içinde olduğu ifade ediliyor.

Bu eğilim, Bitcoin’in artık izole bir spekülatif varlık değil, küresel finansal sistem içerisindeki *sermaye akımlarından doğrudan etkilenen* olgun bir varlık olmaya başladığının işareti olarak değerlendiriliyor. Raporda “Bitcoin’in altın, hisse senetleri veya döviz gibi klasik varlık gruplarıyla birlikte hareket etmesi, yeni nesil risk analiz modellerinde kriptoya verilen rolün yeniden tanımlandığını gösteriyor” yorumuna da yer verildi.