Ethereum(ETH) kurucu ortaklarından Vitalik Buterin, dijital kimlik sistemleriyle ilgili dikkat çeken bir öneride bulundu. Buterin, “çoğulcu kimlik” adını verdiği yeni yapı sayesinde *mahremiyetin* korunarak dijital toplumda *adil katılımın* mümkün olabileceğini ifade etti.
Buterin, kısa süre önce yayınladığı bir blog yazısında sıfır bilgi (Zero-Knowledge, ZK) tabanlı kimlik doğrulama teknolojilerine dair umut ve sınırlamaları detaylı biçimde inceledi. ZK sistemiyle kişisel verileri ifşa etmeden geçerli bir kimliğe sahip olduğunu kanıtlamanın mümkün olmasını *yenilikçi* olarak nitelendirdi. Ancak Buterin, bu teknolojinin “tekil kimlik” anlayışını aşırı şekillendirmesi halinde *anonimlik* ilkesinin tehlikeye girebileceğini ve bireylere çeşitli baskılar uygulanabileceğini de belirtti.
Son dönemde ZK teknolojisinin dijital kimlik projelerinde giderek daha fazla kullanıldığı görülüyor. Öne çıkan örneklerden biri, kullanıcı sayısı 10 milyonu aşan Worldcoin’in World ID sistemi. Bunun yanı sıra Tayvan hükümetinin dijital kimlik kartı çalışmaları ile Avrupa Birliği’nin başlattığı pilot projeler de ZK temelli yapılar üzerine kurulmuş durumda.
Buterin, ZK teknolojisinin veri minimizasyonu ve gizlilik açısından önemli ilerlemeler sunduğunu kabul ediyor. Yine de, bu teknolojilerin yalnızca *tekil kimlik* mantığına dayanması halinde, zamanla güçlü bir sansür aracına dönüşebileceğini vurguluyor. Bu riski azaltmak adına, bir bireyin birden fazla dijital kimlik taşımasına olanak tanıyan “çoğulcu yapı” kavramını çözüm olarak öne çıkarıyor. Ayrıca bu sistemin geliştirilmesinde yalnızca teknik değil, felsefi bir dengelenmenin de gerektiğini ekliyor.
Buterin’in bu yaklaşımı, dijital kimlik teknolojilerinin *katılımı arttıran* ve *gereksiz veri paylaşımını azaltan* güçlü araçlar olarak kullanılabileceği fikrini destekliyor. Bununla birlikte onun tutarlı görüşü, bu teknolojilerin bireysel özgürlük ve çoklu kimlik anlayışını merkezine alan bir yaklaşımla geliştirilmesi gerektiğini savunuyor.
Yorum 0