ABD Senatörü Rand Paul, Fort Knox'taki altın rezervlerinin denetlenmesini talep ederek, Bitcoin(BTC) ile geleneksel varlıkların güvenilirliği konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi.
Paul, 16’sında hükümet verimliliğinden sorumlu birime (DOGE) başvurarak, ABD Hazine Bakanlığı’nın elinde tuttuğu 4.600 ton (yaklaşık 147,3 milyon ons) altının gerçekten var olup olmadığının doğrulanmasını istedi. Bu talebin ardında, söz konusu altın rezervlerinin son 50 yıldır resmi bir denetime tabi tutulmadığına dair iddialar yatıyor.
Bu denetim isteği, Bitcoin’in altına kıyasla daha üstün bir varlık olduğu yönündeki görüşleri güçlendirdi. Bitcoin savunucularından Senatör Cynthia Lummis, “Bitcoin bu sorunu çözüyor” diyerek, blok zinciri teknolojisi sayesinde Bitcoin varlıklarının 7/24 denetlenebilir olduğunu vurguladı.
Altının aksine, tüm Bitcoin işlemleri blok zincirine kaydediliyor ve herhangi bir harici denetime ihtiyaç duyulmadan herkes tarafından doğrulanabiliyor. Riot Platforms araştırma direktörü Pierre Rochard da konuyla ilgili olarak, “Altın için güvenilir bir denetime ihtiyaç duyulurken, Bitcoin doğrudan herkes tarafından kontrol edilebilir” dedi.
Ayrıca, altın uzun yıllardır değer saklama aracı olarak kabul edilmesine rağmen, sahtecilik sorunu sıkça gündeme geliyor. 2019’da İsviçreli kıymetli metal işleme şirketi Valcambi’nin CEO’su, sahte altın külçelerinin giderek daha sofistike hale geldiğini ve piyasada hala keşfedilmemiş birçok sahte altın olabileceğini belirtmişti.
Öte yandan, Bitcoin’in 21 milyon adetle sınırlı toplam arzı blok zincirinde açıkça kayıtlı olduğu için sahteciliğe karşı tamamen korumalı. Bitcoin destekçilerinden Max Keiser, “Bitcoin, insanlığın şimdiye kadar keşfettiği tek kusursuz sert para birimi” diyerek, Bitcoin sahibi olmanın bireysel mali bağımsızlığı artırdığına dikkat çekti.
Fort Knox’taki altın rezervlerinin denetimiyle ilgili tartışmalar sürerken, Bitcoin’in şeffaflığı ve güvenilirliği bir kez daha ön plana çıkıyor.
Yorum 0