Tether, ABD piyasasına açılmak için kolları sıvadı
Dünyanın en büyük sabit kripto para (stablecoin) ihraççısı olan Tether, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki faaliyetlerini genişletmek için stratejik bir planlamaya başladı. Bu hamle, Başkan Trump’ın imzaladığı yeni sabit kripto para yasası olan ‘GENIUS Yasası’nın yürürlüğe girmesiyle daha *elverişli bir düzenleyici ortam* oluşmasının ardından geldi. Şirket, bu değişimi fırsata çevirerek ABD’de *kurumsal yatırımcılar* için özel sabit kripto paralar geliştirmeyi ve bu ürünleri ödeme ile bankalar arası mutabakat altyapılarında kullanmayı hedefliyor.
Tether Üst Yöneticisi Paolo Ardoino(Paolo Ardoino), 23’ünde Bloomberg’e verdiği röportajda, “ABD'deki stratejik planlarımızı hızla hayata geçiriyoruz. Bu süreçte *kurumsal piyasa için özel olarak tasarlanmış bir sabit kripto para çıkaracağız*” dedi. GENIUS Yasası, ABD’de sabit kripto para piyasasında *şeffaflığı* ve *düzenlemelere uyumu* artırmayı amaçlayan kapsamlı bir mevzuat olarak dikkat çekiyor.
Tether’in öncelikli hedefleri arasında *kurumsal ödemeler*, *alım-satım sistemleri* ve *bankalar arası havale çözümleri* gibi finansal altyapılar oluşturmak yer alıyor. Bu yaklaşım, şirketin son dönemde Latin Amerika, Asya ve Afrika gibi gelişmekte olan piyasalara açılması ve *kripto dostu bir yasal çevreye sahip olan* El Salvador’a merkezini taşımasıyla benzer doğrultuda ilerliyor. Paolo Ardoino ayrıca, Tether’in rakibi USDC’nin ihraççısı Circle gibi borsaya açılma planı olmadığının altını çizerek, *ortaklıklarını geliştirmeye odaklandıklarını* belirtti.
Öte yandan, Tether için ABD pazarına giriş aynı zamanda ciddi *hukuki zorlukları* da beraberinde getiriyor. 2018'de ABD Adalet Bakanlığı ve Manhattan Savcılığı tarafından başlatılan kara para aklama ve yaptırım ihlallerine ilişkin soruşturma halen devam ediyor. Ayrıca 2019’da, Tether’in iştiraki Bitfinex’in 850 milyon dolarlık zararı gizleyerek bunu USDT kullanarak telafi ettiği gerekçesiyle New York Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sonucunda, şirkete 18,5 milyon dolar para cezası kesilmiş ve New York’taki faaliyetlerine son verme kararı alınmıştı.
Buna rağmen, Tether son dönemde ABD federal kurumlarıyla olan *iş birlikleri* sayesinde düzenleyici kurumlarla daha olumlu ilişkiler kurdu. Geçtiğimiz ay, İç Güvenlik Bakanlığı ile birlikte yürütülen bir operasyonda dünya çapında faaliyet gösteren bir dolandırıcılık ağının yönettiği *“pig butchering” tipi kimlik avı dolandırıcılığında* toplam 225 milyon dolarlık sabit kripto paranın ele geçirilmesine yardımcı oldu. Ayrıca bu yılın başında Tether, Tron ve TRM Labs’in oluşturduğu T3 İttifakı ile yürütülen operasyonlarda, dünya genelinde 100 milyon dolar değerinde kripto para *izlenip geri kazanıldı*.
Ardoino, “Tether’in en büyük gücü blok zincirin sunduğu şeffaflık ve *kötüye kullanım tespit edildiğinde hızlıca müdahale edebilme yeteneğidir*” ifadelerini kullandı. Ayrıca USDT’nin geleneksel finans sistemine göre çok daha kolay *izlenebilir* ve *hesap verebilir* olduğunu da vurguladı.
Kripto varlıklara yönelik düzenlemelerin dünya genelinde arttığı bir dönemde, Tether’in ABD’ye açılımı *yeni şekillenen yasal boşluğu* değerlendiren stratejik bir hamle olarak öne çıkıyor. Bu gelişme yalnızca piyasadaki varlığını büyütme hedefiyle sınırlı kalmayıp, şirketin *resmi finansal sistemde kalıcı yer edinme* niyetini de ortaya koyuyor. Önümüzdeki dönemde uyum ve şeffaflık konuları, Tether için belirleyici unsurlar olabilir.
Yorum 0