HashFlare kurucularına 5,77 milyar dolarlık ponzi suçlaması: En az 10 yıl hapis isteniyor

ABD Adalet Bakanlığı tarafından bugüne kadarki en büyük kripto dolandırıcılık vakalarından biri olarak tanımlanan HashFlare olayında, iki kurucu ortağın ceza duruşması yaklaşıyor. Sanıklar, şu ana dek yeterince ceza çektiklerini belirtirken, savcılık 5,77 milyar dolarlık devasa bir ponzi sistemi nedeniyle en az 10 yıl hapis cezası verilmesini istiyor.

Washington eyaletinin Seattle kentinde bulunan federal bölge mahkemesi, 14’ünde Sergei Potapenko ve Ivan Turõgin hakkındaki ceza kararını açıklayacak. İkilinin, 2015 ile 2019 yılları arasında sahte bir bulut madenciliği girişimi olan HashFlare üzerinden yaklaşık 440 bin kişiye toplam 5,77 milyar dolar (yaklaşık 8,02 trilyon won) tutarında sözde madencilik sözleşmesi sattığı belirtiliyor. Savcılık, bu süreçte eski yatırımcılara yeni yatırımcıların parasını aktararak klasik bir ponzi düzeni kurduklarını ileri sürüyor.

Potapenko ve Turõgin, 2022’nin Kasım ayında Estonya’da yakalandıktan sonra 16 ay cezaevinde kaldı ve 2024’ün Mayıs ayında ABD’ye iade edilerek dolandırıcılık suçlamalarını kabul etti. Şu anda kefaletle serbest olan sanıklar, mahkemeye sundukları yazılı beyanda Estonya’daki hapis sürelerini ve ABD adli makamlarıyla kurdukları iş birliğini gerekçe göstererek cezanın hafifletilmesini talep etti.

Sanık avukatları, yatırımcıların yaşadığı zararın savcılığın iddia ettiği kadar olmadığını savunuyor. HashFlare yatırımcılarının yaklaşık 487 milyon dolar yatırdığı, buna karşın şirketin 2,3 milyar doları aşan kripto parayı çektiği ifade edildi. Bu durumun, kripto paraların değerindeki artış sayesinde birçok erken yatırımcının aslında kâr etmiş olabileceğini gösterdiği öne sürüldü.

Ayrıca, taraflar arasında yapılan anlaşma doğrultusunda 400 milyon dolardan fazla varlığın devlet tarafından el konulacağı ve böylece tüm mağdurların tamamen tazmin edilebileceği belirtildi. Buna dayanarak, verilecek cezanın orantısız olmaması gerektiği savunuluyor.

Buna karşın savcılık, sunduğu değerlendirme raporunda bu dosyayı ‘ürkütücü derecede kötü niyetli bir suç’ olarak tanımladı. Yaklaşık 300 milyon dolarlık kaybın yanı sıra, sanıkların bu parayla ‘lüks içinde yaşadığı’ tespit edildi. Bu yönüyle, HashFlare vakasının kripto para sektöründeki eşi benzeri görülmemiş ponzi yapılarından biri olduğu ve en az 10 yıl hapis cezasının kaçınılmaz olduğu vurgulandı.

HashFlare olayı, kripto para sektöründe yatırım platformlarının herhangi bir denetim olmadan milyarlarca dolar toplayabildiği dönemin yapısal risklerini gözler önüne sermesi açısından önemli bir örnek oluşturuyor. Bu vaka, ileride uygulanacak düzenleyici adımlar ve mahkeme kararları için emsal teşkil edecek gibi görünüyor.