Lazarus Grubu, Bybit saldırısının ardından Solana tabanlı dolandırıcılıkla suçlanıyor

Lazarus Grubu, 1,4 milyar dolar değerindeki Bybit hack saldırısının sorumlusu olarak gösterilirken, şimdi de Solana(SOL) tabanlı bir meme coin dolandırıcılığına karıştığı iddia ediliyor.

Blok zinciri güvenlik uzmanı ZachXBT’ye göre, hackerlar Bybit’ten çaldıkları fonların bir kısmını Solana ağına aktardı ve burada çeşitli meme coin projeleri aracılığıyla yatırımcıları dolandırdı. Özellikle, bu kişilerin Pump.fun platformunu kötüye kullanarak 'rug pull' yöntemiyle kullanıcıları mağdur ettiği tespit edildi.

Blok zinciri verilerine göre, 22 Şubat’ta hackerlar Bybit’ten çaldıkları 1,08 milyon doları belirli bir adrese aktardıktan sonra USDC’yi Solana ağına köprüleyerek transfer etti. Daha sonra bu fonlar birden fazla cüzdana dağıtıldı ve bazı cüzdanların geçmişte meme coin dolandırıcılığıyla bağlantılı olduğu ortaya çıktı. Uzmanlar, bu işlemlerin Lazarus Grubu’nun tipik kara para aklama yöntemlerine benzerlik gösterdiğini belirtiyor.

Bu arada, Bybit saldırısının ardından kripto para topluluğunda Ethereum(ETH) ağının 21 Şubat öncesine geri alınması yönünde teklifler gündeme geldi. Ancak Ethereum’un çekirdek geliştiricilerinden Tim Beiko, bunun "teknik olarak imkansız" olduğunu vurguladı. Beiko, blok zincirinin temel ilkelerine aykırı olacak böyle bir hamlenin piyasanın güvenini sarsacağını ve ciddi teknik ile etik sorunlara yol açacağını belirtti.

Bybit de kayıpları telafi etmek için hızlı bir şekilde harekete geçti. CEO Ben Zhou, hacker’ların çaldıkları fonları iade etmeleri halinde miktarın yüzde 10’unu ödül olarak alabileceklerini açıkladı. Bu, yaklaşık 140 milyon dolarlık bir ödüle denk geliyor. Ayrıca, Bybit, kolluk kuvvetleriyle iş birliği içinde hacker’ların izini sürerken, Ethereum’un kurucu ortağı Vitalik Buterin ile de ek güvenlik önlemleri hakkında görüşmeler gerçekleştirdiğini duyurdu.

Öte yandan, stablecoin ihraççısı Tether, hacker’ların çaldığı 181 bin USDT’yi dondurdu. Kripto dünyasında, dolandırıcıların farklı cüzdanlardan fon aklamaya devam ettiği belirtilirken, küresel düzenleyici kurumlar ve güvenlik şirketleri arasındaki iş birliğinin giderek daha kritik hale geldiği ifade ediliyor.