Derin sahtekarlık (deepfake) teknolojisinin hızla gelişerek kripto para endüstrisi için ‘varoluşsal bir tehdit’e dönüşmesi, mevcut merkezi algılama sistemlerinin yetersiz kaldığını gözler önüne seriyor. BitMind kurucusu Ken Miyachi, bu tehdide karşı özel geliştirilmiş bir savunma ağına duyulan ihtiyaca dikkat çekerek, çözüm olarak ‘*merkeziyetsiz algılama ağı*’ modelini öneriyor.
2025’in ilk çeyreğinde sadece deepfake kaynaklı dolandırıcılıklarla yaklaşık 200 milyon dolar (yaklaşık 2,78 trilyon Kore wonu) çalındı. Yüksek tutarlı kripto para dolandırıcılıklarının %40’ından fazlasının yapay zeka temelli kimlik taklitlerine dayandığı bildirildi. Suçlular, deepfake ile KYC doğrulamalarını atlatmak veya üst düzey yöneticileri taklit ederek yasa dışı transferler yapmak gibi yöntemler kullanıyor. Ancak mevcut merkezi algılama sistemleri bu yeni nesil saldırılara ayak uyduramıyor.
Bu sistemlerin zayıflığı temel yapısından kaynaklanıyor. Algılama ve içerik üretme teknolojilerinin genellikle aynı şirketler tarafından geliştirilmesi ‘çıkar çatışmalarına’ yol açarken, kapalı yapılar farklı üreticilerin içeriklerini tanıyacak esnekliğe sahip değil. Ayrıca bu sistemler, en yeni saldırılara karşı geç tepki veriyor ve gerçek zamanlı müdahale gücünden yoksun kalıyor. Bu nedenle bağımsız çalışan algılama modelleriyle donatılmış ‘*merkeziyetsiz bir yapı*’ ihtiyacı giderek büyüyor.
Deepfake teknolojisi artık görüntülü arama gibi gerçek zamanlı iletişim araçlarında bile kullanılabiliyor. Elon Musk veya kamu görevlilerinin taklit edilmesi olağan hale gelirken, eski MicroStrategy CEO’su Michael Saylor geçtiğimiz yıl "her gün YouTube’a ortalama 80 sahte video yüklendiğini" ifade etmişti. Bitget CEO’su Gracy Chen, sosyal medyanın viral doğasının yapay video üretimiyle birleştiğini ve bunun deepfake içeriklerini daha inandırıcı ve yaygın hale getirdiğini açıkladı.
Mevcut algılama araçlarının etkinliği de net bir sorun teşkil ediyor. Gerçek koşullarda deepfake tespit doğruluğu sadece %69 civarında. OpenAI CEO’su Sam Altman da son dönemde “yapay zekânın, mevcut doğrulama yöntemlerinin çoğunu etkisiz hale getirdiğini” söyleyerek yaklaşan ‘*dolandırıcılık tsunamisi*’ne dikkat çekti. Duygusal manipülasyon içeren aşk dolandırıcılıkları bile gündeme gelirken, güvenilir kimlik doğrulama yöntemleri büyük önem kazanmış durumda.
Büyük teknoloji şirketleri tarafından geliştirilen algılama sistemleri yalnızca kendi ürettikleri içeriklerle sınırlı çalışıyor. Örnek olarak Google’ın SynthID aracı yalnızca kendi Gemini sistemiyle üretilen içerikleri algılayabiliyor. Bu durum, hem üretimi hem denetimi üstlenen merkezlerde ‘*öz-denetim sınırı*’ doğuruyor ve genel güvenlik seviyesini yükseltmeye engel oluyor.
Bu sorunlara karşı Miyachi, blockchain tabanlı, merkeziyetsiz bir algılama ağı öneriyor. Nasıl ki Bitcoin(BTC), çift harcama sorununu dağıtılmış güven sistemiyle çözdüyse, içerik doğruluğu da farklı modellerin iş birliğiyle denetlenebilir. Bu sistemde algoritma geliştiricileri, gerçek deepfake tespit performanslarına göre teşvik alarak ‘*gerçek zamanlı uyarlanabilirlik ve rekabetçilik*’ sağlıyor.
Pazar araştırma kuruluşlarına göre, üretici yapay zeka pazarı 2032’ye kadar yaklaşık 1,3 trilyon dolarlık büyüklüğe ulaşacak. Bu büyümeyle birlikte yapay zeka kaynaklı dolandırıcılıkların da patlama yapması bekleniyor. Merkezi veri tabanları hacklenmeye açıkken, yapay zeka sistemleri kolaylıkla bu güvenlik duvarlarını aşabiliyor. Bu nedenle ‘*blockchain’in değiştirilmez kayıt altyapısı*’ gerçek güvenliğe dayalı tek çözüm olarak öne çıkıyor.
Eğer merkeziyetsiz tespit sistemleri hayata geçirilmezse, 2026’ya kadar deepfake içeriklerinin tüm kripto suçlarının %70’ine kadarını oluşturabileceği öngörülüyor. Nitekim OKX borsasında deepfake kaynaklı sahte yönetici saldırısıyla 11 milyon dolar (yaklaşık 153 milyar Kore wonu) kayıp yaşandı. Bu olay, merkezi platformlardaki *güvenlik sınırlarını* açık biçimde ortaya koydu. Özellikle kimlik gizliliği esasına dayalı DeFi projelerinde bu tür saldırıların tespiti neredeyse imkânsız hale geliyor ve gerçek zamanlı dolandırıcılık karşıtı çözümler zorunlu hale geliyor.
Düzenleyici kurumlar da kripto para sektörüne yönelik daha gelişmiş içerik doğrulama yöntemleri talep ediyor. *Merkeziyetsiz algılama ağı*, bu beklentilere karşılık verirken blockchain'in 'izin gerektirmeyen yenilik' felsefesini korumayı da başarıyor. Ken Miyachi ise bu sürecin zorunlu olduğunu belirterek, “Blokzinciri yapay zeka dolandırıcılıklarından korumak için artık *rekabetçi ve açık* tespit sistemlerine geçmek gerekiyor” görüşünü dile getiriyor.
Yorum 0