Bitcoin(BTC), 110.000 dolar (yaklaşık 152,9 milyon won) seviyesini aşması yönündeki beklentilere rağmen, cuma günü de yükseliş ivmesi kazanamayınca yatırımcıların endişeleri arttı. Ay sonu opsiyon vadesinin sona ermesi sonrasında beklenen toparlanma, ABD ekonomik verilerinin güçlü gelmesi, altın fiyatlarının yükselmesi ve kripto para şirketlerine yönelik düzenleyici risklerin birleşmesiyle boşa çıktı.
24’ünde (yerel saatle), ABD Ticaret Bakanlığı, ağustos ayı Kişisel Tüketim Harcamaları (PCE) enflasyonunun yıllık bazda ‘%2,7 yükseldiğini’ açıkladı. Bu veri piyasa tahminleriyle örtüşse de, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz indirimine karşı temkinli duruşunu sürdüreceğini gösteriyor. ‘Sürekli enflasyon’ baskısı, Fed’in hareket alanını sınırlarken, bu durum Bitcoin dahil ‘riskli varlıklar’ için olumsuz bir etken olarak değerlendiriliyor.
Öte yandan, ‘altın fiyatları tüm zamanların zirvesine yaklaşarak’ yatırımcıların daha güvenli varlıklara yöneldiğini gösteriyor. Bu eğilim, Bitcoin’in yükseliş gücünü zayıflatıyor. Üstelik, halka açık kripto para şirketlerine yönelik düzenleyici soruşturmaların yürütüldüğüne dair söylentiler de belirsizliği artırıyor.
Yıl sonuna kadar politika faizinin ‘%3,75’in altına inmesi’ yönündeki beklentiler de zayıflamış görünüyor. ABD vadeli piyasalarına göre yatırımcılar, faiz indirimi olasılığını düşük bularak daha temkinli bir tutum sergiliyor. Bu da ‘riskli varlıklara olan talebin’ düşmesine yol açıyor.
Son dönemde, Başkan Trump’ın yeniden seçilmesi durumunda kripto dostu politikalara geri dönülebileceği yönündeki umutlar yeniden gündeme geldi. Ancak henüz somut bir strateji veya ‘ABD hükümetinin Bitcoin rezerv planı’ ortaya konmuş değil. Bazı yorumlara göre Cumhuriyetçi Parti odaklı siyasi yapı değişimleri kripto politikalarında dönüşüm getirebilir. Ancak yatırımcıların, ‘uygulanabilir bir yol haritası’ sunulana kadar temkinli kalmaları muhtemel.
Sonuç olarak, olumlu makroekonomik faktörlere rağmen Bitcoin net bir ‘yükseliş ivmesi’ yakalayamıyor. Yatırımcı psikolojisi; faiz, enflasyon ve ‘politika belirsizlikleri’ gibi dış etkenlere bağlı olarak dalgalanıyor ve önümüzdeki dönemde ‘daha temkinli stratejiler’ benimsenmesi bekleniyor.
Yorum 0