Erken dönemde yatırım yapanların başarısı, genellikle bir adım önde hareket edebilme becerisine dayanır. Ancak sadece ‘erken davranmak’ yeterli değildir. Gerçek getiri sağlamak için, yüzeyde parlayan projeler yerine, gerçek anlamda fayda sunan, sağlam kod üreten, kullanıcı tabanına sahip ve tokeneomisi ile güvenliği güçlü olan projeleri seçebilmek gerekir. Bu ayrımı yapabilmek için beş temel kriter öne çıkar: geliştirme faaliyeti, kullanıcı verileri, likidite, token tasarımı ve güvenlik altyapısı.
İlk olarak bakılması gereken şey, ‘kim ne geliştiriyor’ sorusudur. GitHub üzerindeki commit geçmişi, aktif geliştirici sayısı, yapılan hackathon başarıları ve kamusal hibe (grant) alıp almadığı gibi veriler bu konuda bir gösterge sayılır. Örneğin Ethereum(ETH) ile ilişkili projelerde aylık 5.000’in üzerinde geliştirici düzenli katkı sağlıyor. Genel Web3 ekosisteminde ise bu rakam her ay 18.000’in üzerinde. Somut çıktıların ve bağımsız doğrulamanın bir araya gelmesi, göz boyayan projelerden sıyrılmanın en iyi yoludur.
Kullanıcı metriği de dikkatle incelenmeli. Burada yalnızca kullanıcı ya da işlem sayısına bakmak yeterli değildir. Asıl önemli olan ücretler (fee) ve protokolün net kazançlarıdır. Yani kullanıcı başına düşen ödeme miktarı ile piyasa yapıcılar ya da doğrulayıcılara yapılan ödemeler çıktıktan sonra geriye kalan getiriler göz önünde bulundurulmalıdır. Bu tür veriler için Token Terminal gibi veri platformlarından faydalanmak, tanım karmaşasını en aza indirir. Ayrıca toplam kilitli varlık (TVL) oranı kadar, bu sermayenin kalitesi de sorgulanmalıdır: kısa vadeli teşvik kaynaklı mı yoksa sürdürülebilir kullanımın sonucu mu?
İkinci el veriye açık olan kripto piyasasında likiditeyi sadece hacimle ölçmek yanıltıcı olabilir. Özellikle yapay işlem hacminin yaygın olduğu ortamlarda, emir defteri derinliği ile spread istikrarı daha güvenilir göstergelerdir. Sağlıklı likidite, birçok borsa arasında dengeli şekilde dağılır ve volatil dönemlerde bile spread büyüklüğü makul kalır. Tüm işlem hacminin tek bir havuzda toplanması ya da anormal derecede yüksek hacmin düşük likiditeyle birlikte gelmesi durumları dikkatle incelenmelidir.
Token tasarımı da göz ardı edilmemeli. Dolaşımdaki arz, öngörülen değerleme (full-diluted valuation – FDV) ve kilit açılma takvimleri burada belirleyici olur. Örneğin çok düşük dolaşımla birlikte yıllar sonraki tahmini değerlemelere göre fiyatlanan projelerde, ilk kilit açıldığı anda piyasaya büyük arz baskısı gelebilir ve fiyatlar hızla düşebilir. Bu nedenle token açılım takvimi şeffaf, ekosistem bütçesi net olan projeler daha az risk taşır.
Son olarak, güvenlik unsurları dikkatle denetlenmelidir. Geçirdiği denetim sayısı, denetimi hangi firma ya da ekiplerin yaptığı, ilgili yükseltme yetkisinin kimde olduğu gibi sorular proje güvenliğini doğrudan etkiler. Kod denetimi yapılmış olsa bile, eğer kapsam sınırlıysa veya bulunan açıklar giderilmemişse, bu etki yaratmaz. Tek kişinin kodu değiştirme yetkisine sahip olduğu projelerde ise merkeziyet riski oldukça yüksektir. Time lock, çok imzalı (multi-sig) sahiplik ve denetim geçmişi şeffaflığı gibi unsurlar, daha güvenli bir altyapı sağlar.
Son dönemlerde oldukça popüler olan airdrop ve puanlama sistemleri, erken kullanıcı ilgisini ölçmekte faydalıdır ancak sürdürülebilirlik açısından yanıltıcı olabilir. Örneğin Etena(ENA) kampanyası kısa vadede kullanıcı patlaması yaratmış olsa da, bu kullanıcıların devamlılık gösterip göstermediği ayrıca incelenmelidir. Blast ve EigenLayer gibi örneklerde, yalnızca erken teşvikler değil, aktif kullanıcı oranı ve zaman içerisindeki likidite değişimi de analiz edilmelidir.
Sonuç olarak, ‘erken kullanıcı’ olarak başarılı olmak için net bir değerlendirme şablonuna sahip olmalısınız. Gelecek vadeden geliştiriciler, sağlam kullanıcı verisi, sağlıklı likidite dağılımı, dengeli tokenomik yapı ve güçlü güvenlik özellikleri bir arada yoksa, fırsatlar kadar riskler de büyüyebilir. En önemlisi, FOMO’ya kapılmadan, teyit edilmiş bilgiye dayalı olarak adım adım ilerlemek gerekir. Aceleyle alınan yatırım kararlarının değil, soğukkanlılıkla biriken güvenin oluşturduğu ‘bileşik getirili güven’ en etkili stratejidir.
                                                            
                    
                                            
                                                                                                                    
                                                                                                                    
                                                                                                                    
                                                                                                                    
                                                                                                                    
                                                                                                                    
                                                                                                                    
                                                                                                                    
                                                                                                                    
                                                                                                                    
                                                
                                                
                                                
                                                
                                                
                                                
                                                
                                                
                                                
Yorum 0