2025'te Altın Yatırımları Neden Daha Önemli Hale Gelebilir?

BloFin Araştırma’nın son analizine göre, 2025 yılı, altın yatırımlarının daha da önem kazanacağı bir dönem olabilir. Dünya genelinde merkez bankalarının altın rezervlerini artırdığı bir ortamda, ABD Merkez Bankası(Fed)’nın politikalarının da altının değerini ön plana çıkaracak şekilde geliştiği belirtiliyor. Bu eğilim, altın fiyatlarının yükselişini sürdürebileceğine işaret ediyor.

Finansal sistemin ‘ters piramit’ yapısında altın, en alt katmanda bulunan ve ‘karşı taraf riski’ taşımayan tek varlık olarak kabul ediliyor. Tarih boyunca güvenli liman niteliği taşıyan altının, ekonomik belirsizlik dönemlerinde daha fazla talep gördüğü biliniyor. Buna karşılık, piramidin üst katmanlarında yer alan itibari para birimleri ve kredi ürünleri, ekonomik büyüme dönemlerinde değer kazanırken, durgunluk dönemlerinde güvenli liman olarak görülen altına olan yönelim artıyor. Geçmişte yaşanan finansal krizler ve borç döngülerinin son evrelerinde de altın fiyatlarının yukarı yönlü hareket ettiği gözlemlenmişti. BloFin Araştırma, bu geçmiş eğilimleri göz önüne alarak altın taleplerinin gelecekte de artacağını öngörüyor.

Özellikle ABD’de altın ve geniş para arzı oranı, 2022 yılında %2,5’in altına düştüğünden beri altın fiyatlarının yükseliş eğiliminde olduğu dikkat çekiyor. 2022'de başlayan Rusya-Ukrayna savaşı, küresel finans sisteminde kaldıraç azaltma süreçlerini hızlandırarak, altının güvenli liman statüsünü daha da güçlendirdi. Ayrıca, merkez bankalarının döviz rezervi politikalarındaki değişiklikler de altın piyasasına olumlu yansıyor.

Çin, altının en büyük alıcısı konumuna yükselmiş durumda. İngiltere Vergi ve Gümrük İdaresi(HMRC) tarafından sağlanan verilere göre, sadece 2024 yılının Eylül ayında Çin’e 50 ton altın ihraç edildi ve 2022’den bu yana toplam ihracat miktarı 1.050 tona ulaştı. Bununla birlikte, Çin Merkez Bankası(PBOC)’nın resmi altın alım miktarının açıklanandan daha yüksek olabileceği yönünde tahminler bulunuyor. BloFin Araştırma, bu dinamiğin jeopolitik belirsizliklerle birleşerek orta ve uzun vadede devam edeceğini değerlendiriyor.

Öte yandan, ABD’de Fort Knox’taki altın rezervleriyle ilgili denetim talepleri yeniden gündeme geliyor. Elon Musk ve Donald Trump, kamuoyuna açık şekilde ABD’nin altın rezervlerine dair şeffaf bir denetim yapılması gerektiğini savundu. Geçmişte yaşanan altın rezerv denetimlerinde birçok problem tespit edilmiş olması, bu konunun önümüzdeki dönemde daha fazla tartışmaya açılabileceğini gösteriyor.

Bu gelişmelerin ışığında, Donald Trump, 3 Şubat 2025’te devlet varlık fonu(Sovereign Wealth Fund) kurulmasını zorunlu kılan bir başkanlık kararnamesi yayımladı. ABD Hazine Bakanlığı konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “ABD’nin bilançosunu kullanarak varlıkları nakde çevirme(monetization)” olasılığını vurgulayarak, altının yeniden değerleme sürecine girebileceğine dair sinyaller verdi. BloFin Araştırma, bu tür hamlelerin altın fiyatlarını nasıl etkileyeceğini dikkatle değerlendirmeye devam ediyor ve altının küresel finans sistemindeki stratejik önemini koruyacağını düşünüyor.

Sonuç olarak, 2025 yılı, altının yalnızca bir güvenli liman olarak değil, aynı zamanda küresel finans sisteminde daha merkezi bir rol üstlendiği bir dönüm noktası olabilir. Merkez bankalarının büyük ölçekli altın alımları, jeopolitik risklerin artışı ve değişen finansal politikalar göz önünde bulundurulduğunda, altın fiyatları yalnızca kısa vadeli dalgalanmalarla sınırlı kalmayıp uzun vadeli bir yükseliş trendine girebilir.