Alea Research tarafından kısa süre önce yayımlanan bir rapora göre, merkeziyetsiz finans(DeFi) alanında dikkat çeken FLUID adlı proje, ‘stack’ bazlı birleştirilebilirlik ile *sermaye verimliliğini* artırıyor ve bu yönüyle diğer protokollerden ayrışıyor. Bu yapı sayesinde, ekosisteme giren her birim sermaye üzerinden elde edilen kazanç seviyesi maksimuma taşınıyor.
Mevcut DeFi protokollerinin çoğu işlev bazında varlıkları izole ederek kullanımı sınırlandırırken, FLUID tek bir *bütünleşik likidite katmanı* üzerinde alım-satım ve borç verme işlemlerini dikey şekilde entegre ederek kullanıcılara aynı sermaye ile çoklu işlemler yapma olanağı sunuyor. Bu sayede, borç verme ve merkeziyetsiz borsa(DEX) işlemleri aynı sermaye üzerinden eş zamanlı yürütülebiliyor ve her işlemden ücret üretiliyor. Alea Research’e göre, bu yapı protokol gelirlerini artıran temel neden olarak öne çıkıyor ve ayrıca token geri alımları ile uzun vadeli *değer birikimi* süreçlerine de katkı sağlıyor.
FLUID’in tasarımında dikkat çeken bir diğer unsur ise *akıllı teminat* ve *akıllı borç* sistemi. Bu sistem, bir borç alanın DEX komisyon gelirine katkı sağlayacak şekilde aynı anda likidite sağlayabilmesini mümkün kılıyor. Böylelikle sermaye kullanım oranı artarken, FLUID protokolünün gelir döngüsü daha sürdürülebilir bir hale geliyor. Protokolde işlem gören varlıklar 19 defadan fazla ‘looping’ (tekrarlı kullanım) potansiyeline sahip ve bu da mevcut borç verme piyasalarına göre önemli bir büyüme anlamına geliyor.
FLUID’in yenilikçi *tasfiye(pozisyon kapama)* mekanizması da dikkat çekiyor. Protokol, ‘tick-based bucket’ adlı model sayesinde çoklu pozisyonları tek bir işlemle sonlandırarak gas ücretlerini azaltıyor ve borçlulara uygulanan ceza oranlarını %0,1 ila %1 aralığında tutuyor. Bu oran, geleneksel sistemlerdeki %5 ila %10 seviyelerinden çok daha düşük. *Yorum: Bu tür düşük cezalar, borç almayı daha çekici hale getiriyor.*
Ayrıca FLUID, yalnızca otomatik piyasa yapıcı(AMM) bir sistem olmanın ötesine geçerek, borsa ve borç verme pazarlarının aynı *iç likidite havuzu* üzerinde işlem görmesini sağlıyor. Bu durum, likidite sağlayıcılarını(LP) aktif katılıma teşvik ediyor ve token pozisyonları üzerinden doğrudan kazanç elde etmelerini mümkün kılıyor. Böylece, sabit kripto para (stablecoin) ve LST ihraççıları likidite derinliğini artırıp kollateral gücünden faydalanmak amacıyla FLUID’i kullanmayı tercih ediyor.
Protokolün büyümesini destekleyen en önemli mekanizmalardan biri olan token geri alım modeli, şu anda Ethereum(ETH) ağı üzerindeki tüm gelirleri bu amaca ayıracak şekilde yapılandırılmış durumda. Bu da uzun vadede *token değeri* ve *kullanıcı sadakatini* pekiştiren önemli bir strateji olarak görülüyor. Sistem, tamamen otomasyona dayalı bir geri alım süreciyle hareket ederken, FDV(değerleme) verileri doğrultusunda oranları dinamik olarak ayarlıyor. Yakın gelecekte MegaETH ve Monad gibi yeni blokzincir genişleme planları da bulunuyor.
Alea Research, FLUID’in Ethereum ve Solana(SOL) üzerinde borç verme, alım satım ve kaldıraçlı işlemleri bir araya getiren gelişmiş bir yapı sunduğunu belirtiyor. Ethereum üzerinde Uniswap’tan sonra en yüksek DEX işlem hacmine ve Solana üzerinde Kamino’nun ardından ikinci en büyük borç verme platformuna sahip olması bu değerlendirmeyi destekliyor.
Değerleme açısından bakıldığında, FLUID’in hisse başına satış oranı yaklaşık 39 çarpan seviyesinde. Bu rakam sektör ortalamasının üzerinde olsa da, sermaye yeniden kullanım verimliliğiyle bu ‘prim’ makul görülüyor. Temel senaryoda 10 milyar dolarlık kilitli sermaye ve 30 bps gelir tahminiyle mevcut değerinin yaklaşık %204 artabileceği, yüksek senaryoda ise %355’lik bir kazanç potansiyeli olduğu ifade ediliyor.
Genel olarak FLUID, tek bir depozito zemininde tüm yapılandırılmış ürünleri ve ‘spekülatif işlem ürünlerini’ entegre eden mimarisiyle DeFi alanında yepyeni bir yaklaşım öneriyor. Sermaye, engel olmaksızın döngü içinde kullanılarak sürekli gelir yaratıyor ve FLUID bu yapısıyla DeFi’nin temel modeli ve gelecek nesil işlem-borç altyapısı olarak öne çıkıyor. Alea Research, FLUID’i “döngüye ve gelire sahip olunan bir bileşik bilanço yapısı” olarak tanımlıyor ve bu sermaye verimliliği anlayışının DeFi sektöründe yeni bir standart oluşturabileceğini belirtiyor.
Yorum 0