Tiger Research’in DigiFT ile birlikte yayımladığı yakın tarihli rapora göre, gerçek dünya varlıklarının (RWA) tokenlaştırılması piyasası, 2025 itibarıyla deneysel aşamayı geride bırakıp doğrudan finansal altyapı olarak işlev görmeye başlayacak. UBS, Apollo ve Invesco gibi büyük kuruluşların milyarlarca dolarlık varlıkları tokenlaştırmasıyla birlikte, varlık alım-satım süreçlerinin zaman, yapı ve likidite açısından tamamen yeniden şekillendiği belirtiliyor.
Rapora göre RWA piyasası şu anda hem kurumsal yatırımların artışı hem de kamu ilgisinin yoğunlaştığı bir ‘aşırı ısınma’ dönemine girdi. Bazı projeler ticari ölçekte büyümeyi başarsa da, sürdürülebilir değer üretimi açısından hâlâ çözülmesi gereken sorunlar bulunuyor. Bununla birlikte RWA’nın geleneksel finans ile blokzincir tabanlı Web3 arasında ‘geçiş noktası’ olarak önemli bir konumda yer aldığına dikkat çekiliyor.
Düşük faiz ortamında başlatılan RWA odaklı girişimler, zamanla sıkı kurallarla şekillenen bir sektöre evrildi. Singapur, Hong Kong ve Dubai gibi küresel finans merkezleri yasal bağlamda ilerleme kaydederken, ABD Kongresi de GENIUS Act ve CLARITY Act gibi adımlarla hem RWA hem de stabil kripto paralar için yasal zemin oluşturuyor. Tiger Research, bunun tokenlaştırılmış varlıklar piyasasına yönelik yatırım hızını artıracağını öngörüyor.
Zincir üstü RWA ekosistemi de hızla çeşitleniyor. DigiFT, Aave, KuCoin, xStocks, Kamino ve Amber Premium gibi aktörler; varlık dağıtımı, borçlanma, likit hale getirme ve tüketici temelli gelir modelleri gibi farklı alanlarda birbirini tamamlayıcı roller üstleniyor. Blokzincir altyapısı, oracle sistemleri ve birlikte çalışabilirlik protokolleri bu ekosistemin teknik temelini oluştururken, platformlar kendi finansal ürün ve ağ yapılarını oluşturmaya başladı.
En dikkat çeken gelişmelerden biri; tokenlaştırılmış varlıkların yalnızca tahville sınırlı kalmayıp hisse senetleri ve halka arz öncesi özel paylara kadar genişlemesi. Bu durum, ‘işlem esnekliği’ ve ‘likidite’ konularında geleneksel sistemi geride bırakmaya başladı. Geleneksel finansal piyasalardaki işlem saatlerinin sınırlamaları ortadan kalkarken, 24 saat açık on-chain işlemler varlık yönetim anlayışını kökten değiştiriyor. Tiger Research bu durumu “finansın zaman algısı kökten değişiyor” şeklinde tanımlıyor.
Raporda ayrıca RWA’nın yalnızca ‘token çıkarma’ sürecinden ibaret olmayıp tam teşekküllü finansal kullanım senaryolarına doğru evrildiği belirtiliyor. Örneğin xStocks ve Kamino arasındaki iş birliği, hisse senedi teminatlı kredi yapılarını mümkün kılarken, KuCoin ile DigiFT ortaklığı, varlık teminatlarının ‘aynalanması’ aracılığıyla farklı finansal yapıların desteklenmesini sağlıyor. DigiFT, Singapur Merkez Bankası(MAS) ve Hong Kong Menkul Kıymetler ve Vadeli İşlemler Komisyonu(SFC) tarafından lisans alınarak, token ihracından likidite sağlamaya kadar kurumsal alanda RWA hizmeti sunan tam teşekküllü bir platform haline geldi.
Sonuç olarak 2025 yılı, kripto paraların bir *spekülasyon aracı* olmaktan çıkıp yerleşik finans sektörü ile doğrudan entegre olduğu bir dönüm noktası olabilir. Rapora göre merkeziyetsiz ve geleneksel sistemleri birleştiren hibrit borsa modelleri, zincir üstü halka arzlar ve tamamen otomatik varlık dağıtımı gibi yapıların artık ‘beklenti değil gerçeklik’ haline geldiği belirtiliyor. Asya'daki finans merkezlerinin öncülüğünde bu dönüşüm daha da hızlanacak ve RWA, dijital varlık ekosisteminin temel altyapısı haline gelecektir. Tiger Research bu süreci “RWA’nın artık bir deneysel alan değil, inşa süreci” olarak tanımlıyor.
Yorum 0