Ripple’ın Teknoloji Başkanı, DeFi Protokollerine Zorunlu Uyum Özellikleri Getirilmesine Karşı Çıktı
Ripple’ın Teknoloji Başkanı David Schwartz, 6’sında sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, merkeziyetsiz finans(DeFi) protokollerine ‘zorunlu’ uyumluluk (compliance) fonksiyonları eklenmesi gerektiği yönündeki iddialara sert bir şekilde karşı çıktı. Schwartz, bu tür özelliklerin yalnızca ‘tercihe bağlı’ olması gerektiğini vurguladı.
Schwartz, yaptığı paylaşımda “Uyumluluk özellikleri, yalnızca kullanmak isteyen kullanıcılar için etkinleştirilebilecek şekilde tasarlanmalı. Protokolün kendisi ise tarafsız ve açık kalmalı” diyerek, DeFi’nin ‘merkeziyetsizlik’ ilkelerine olan bağlılığını hatırlattı. Bu çıkış, DeFi uygulamalarında regülasyon odaklı kontrollerin varsayılan olarak bulunması gerektiğini savunan yorumlara yönelik bir karşı duruş olarak yorumlandı.
Ripple CTO’su ayrıca, “Uyumluluk sistemlerini desteklemek isteyen kullanıcıların bu imkana sahip olması anlaşılabilir bir ihtiyaç. Ancak bu tür işlevlerin dayatılması, hem kullanıcıların hem de geliştiricilerin özgürlüğünü sınırlar” ifadelerini kullandı. Bu açıklaması, özellikle tanınmış hukuk danışmanı Jake Chervinsky’nin uyum mekanizmalarının protokol seviyesinde zorunlu hale getirilmesi gerektiğine dair görüşünü çürüten bir yanıt niteliği taşıyor.
Chervinsky, Amerikan Adalet Bakanlığı’nın, karıştırıcı (mixer) hizmeti sunan Tornado Cash’in geliştiricisi Roman Storm’u, yaptırım önleme özelliklerini kodlamadığı gerekçesiyle cezai takibe almasını örnek göstererek, DeFi protokollerinin gelecekte bu tarz özellikleri ‘standart olarak’ sunması gerektiğini savunmuştu. Ancak Schwartz, bu yaklaşımın uzun vadede DeFi’nin doğasını tehdit edeceği görüşünde.
Schwartz, Ripple’ın XRP Defteri(XRPL) üzerindeki tecrübelere dikkat çekerek, orada “hesap dondurma” ve yakın zamanda eklenen “AMM geri alma (clawback)” gibi işlevlerin yalnızca ‘isteğe bağlı’ olarak sunulduğunu belirtti. Ona göre bu tür mekanizmalar, düzenleyici gereklilikleri olan kurumlar için faydalı olabilse de, bireysel kullanıcıların bunları kullanmaları zorunlu değil. Bu yaklaşım, Ripple tarafında ‘kullanıcı tercihini’ merkezde tutma anlayışının altını çiziyor.
Gerçekten de XRP Defteri, geçtiğimiz ağustos ayında ‘AMMv1_3’, ‘EnforceNFTokenTrustlineV2’ ve ‘PayChanCancelAfter’ gibi üç yeni özelliği ana ağa entegre ederek, hem ölçeklenebilirliği hem de esnekliği artırmaya devam etti. Bu geliştirmeler, kullanıcıya daha fazla kontrol ve seçenek sunmayı hedefliyor.
David Schwartz’ın bu açıklamaları, DeFi ekosisteminde ‘regülasyona açıklık’ ile ‘merkeziyetsizliğin korunması’ arasındaki denge tartışmasını yeniden gündeme taşıyor. Kurumsal uyumun önem kazandığı günümüzde bile, DeFi’nin temel değerleri olan kullanıcı egemenliği ve sistemin açıklığı hâlen en kritik öncelikler arasında yer alıyor.
Yorum 0