11 Kasım 2022’de kripto para borsası FTX'in iflası sektörde büyük bir kaosa yol açtı. Milyarlarca dolarlık piyasa likiditesi bir anda buharlaştı ve merkezi borsalara olan güven sarsıldı. Bu olay, dijital varlık endüstrisi için önemli bir dönüm noktası oldu ve hem düzenleyici otoriteler hem de piyasadaki katılımcılar için ‘şeffaflık’ ihtiyacının altını çizdi.
FTX’in çöküşünden üç yıl sonra, kripto piyasasında genel anlamda şeffaflığı artırmaya yönelik girişimler hız kazandı. Borsalar, *varlık rezerv kanıtı*, *bağımsız denetim raporları* ve *zincir üzeri analizler* gibi yöntemlerle güven tazelemeye çalışıyor. Ancak hâlâ bazı alacaklılar ödemelerini alamamış durumda ve gerçekleştirilen reformların henüz tam anlamıyla tamamlanmadığı yönünde eleştiriler var.
Bu süreçte en büyük darbeyi merkezi kripto para borsaları aldı. CoinGecko verilerine göre, FTX'in iflasının ardından geçen birkaç hafta içinde önde gelen borsalardan yaklaşık 20 milyar doların (yaklaşık 27 trilyon won) üzerinde sermaye çıkışı yaşandı. Güven kaybı, doğrudan likidite kaçışına neden oldu.
Bu duruma karşılık olarak borsalar, ‘varlık rezerv kanıtı (PoR)’ belgelerini kamuoyuna sunmaya başladı. Binance, 10 Kasım 2022’de ilk raporunu yayımladı ve birkaç gün sonra *Merkle Tree* tabanlı bir Bitcoin(BTC) rezerv doğrulama sistemi devreye soktu. Böylece kullanıcılar, borsanın elindeki varlıkları kendileri denetleyebilecek hale geldi.
Aynı dönemde OKX, Deribit ve Crypto.com gibi platformlar da benzer şekilde varlık rezerv bilgilerini açıklayarak sistemik riski önlemeye çalıştı. Bu adımlar, borsaların *likiditeyi korumaktan çok güveni yeniden inşa etme* yönünde önceliklerini değiştirdiğinin göstergesi olarak yorumlandı.
FTX’in çöküşü sadece tek bir şirketin iflası değil, tüm kripto sektörünün yeniden yapılanması için bir dönüm noktası haline geldi. Yol daha uzun olsa da, *rezerv açıklamaları* ve *zincir analizlerine dayalı şeffaflık çabaları*, borsaların geçmişin hatalarından ders çıkarıp kullanıcı güvenini yeniden kazanmaya çalıştığını ortaya koyuyor.
Yorum 0