Solana Vakfı, kuantum bilgisayarların yaratacağı güvenlik risklerine karşı hazırlık yapmak amacıyla, post-kuantum güvenlik şirketi Project Eleven ile iş birliğine gitti. Bu ortaklık, kripto ağlarının gelecekteki tehditlere karşı dayanıklılığını güçlendirme yolunda önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
24’ünde (yerel saatle) duyurulan iş birliği kapsamında, Project Eleven, Solana(SOL) ağı üzerindeki kuantum tehditlerini analiz etti ve post-kuantum dijital imzayı kullanan bir test ağı kurdu. Bu test ağı sayesinde, kuantuma dayanıklı işlemlerin gerçekten çalışabildiği ve aynı zamanda ölçeklenebilir olduğu kanıtlandı. Günümüzde kullanılan açık anahtarlı kriptografi sistemlerinin, kuantum bilgisayarların yaygınlaşmasıyla kırılabilir hâle gelebileceği endişesi varken, Solana’nın sergilediği bu başarı ağırlıklı olarak teknoloji dayanıklılığına yönelik bir güven mesajı verdi.
Post-kuantum şifreleme yöntemlerinin çoğu, klasik yöntemlere kıyasla daha fazla işlem gücü gerektiriyor. Ancak Solana’nın test ağı, hem ‘güvenlik’ hem de ‘verimlilik’ açısından olumlu sonuçlar sundu. Bununla birlikte, Solana hangi post-kuantum algoritmasının kullanıldığına dair şu an için net bir bilgi paylaşmadı.
Şu ana kadar, ABD Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü (NIST), FIPS 203, 204 ve 205 olmak üzere üç farklı post-kuantum şifreleme standardını resmi olarak onayladı. Bu standartlardan biri olan FIPS 204, daha önce internet altyapı sağlayıcısı Cloudflare tarafından Solana’nın mevcutta kullandığı Ed25519 ile karşılaştırılmıştı. Test sonuçlarına göre, FIPS 204, Ed25519’a kıyasla yaklaşık beş kat daha yavaş imzalama yaparken, doğrulama süresinde ise iki kat daha hızlı performans gösterdi. Öte yandan, RSA-2048 algoritması en yavaş imzalama süresine sahip olsa da, doğrulama hızında FIPS 204’ün biraz önüne geçti.
Solana’nın bu adımı, uzun vadede blok zinciri ağlarının kuantum tehditlerine karşı nasıl hazırlanması gerektiği konusunda yol gösterici olabilir. Kuantum bilgisayarların genel kullanıma geçmesinden önce yapılacak bu tarz hazırlıklar, hem teknolojik güven hem de ağların varlığını sürdürebilmesi açısından kritik bir strateji olarak öne çıkıyor.
Yorum 0