Terraform Labs’ın tasfiye sürecini yöneten kayyumun isteği üzerine, 24’ünde (yerel saatle) ABD merkezli yüksek frekanslı alım-satım şirketi Jump Trading hakkında yaklaşık 4 milyar dolarlık tazminat davası açıldı. Davaya göre Jump Trading, TerraUSD(UST) çöküşü sırasında piyasayı ‘kasten manipüle ederek’ hem kendi karını maksimize etti hem de bireysel yatırımcıların zararını derinleştirdi.
Dava dosyasında, Jump Trading’in Terra ekosisteminin kriz yaşadığı 2021–2022 döneminde UST'nin dolar sabitini kaybettiği anlarda büyük çaptaki alım emirlerini bilinçli olarak gerçekleştirdiği belirtiliyor. Bu alım işlemleri ile sistemin yapısal zafiyetleri ‘gizlenmiş’, sahte bir güven ortamı oluşturulmuş ve yatırımcıların zamanında tepki verememesiyle zararın büyümesi sağlanmış. İddiaya göre şirket, bu süreçte 1 milyar dolar kar elde ederken, bunun arkasında Terraform Labs ile yaptığı ‘ayrıcalıklı token sözleşmesi ve işlem koşulları’ bulunuyor.
Davada adı geçenler arasında Jump Trading’in kurucu ortağı William Disomma ile şirketin eski kripto para bölümü başkanı Kanav Kariya da yer alıyor. Bu isimlerin, içeriden edindikleri bilgi ve teknik üstünlükle piyasaya yön verdikleri öne sürülüyor.
Bu gelişme, kısa süre önce Terra kurucusu Do Kwon’a verilen 15 yıllık hapis cezasının ardından geldi. Böylece ilk kez bir kripto projesinde sadece yönetici kadronun değil, sistemin arka planında yer alan ‘kurumsal oyuncuların’ da sorumluluğu yargıya taşınmış oldu.
Jump Trading, ultra düşük gecikmeli işlem sistemleri ve fiberoptik hat ağı gibi altyapılarla adeta saniyeden daha kısa sürede karar alabilen, süper hızlı alım-satım algoritmalarıyla dikkat çekiyor. Şirket, kamuoyunda ‘likidite sağlayıcı’ olarak bilinse de, mevcut dava bu rolün ‘piyasa düzenleyici mi yoksa manipülatör mü’ olduğu sorusunu gündeme getiriyor. Eğer mahkeme Jump Trading’in eylemlerini ‘piyasa manipülasyonu’ olarak tanımlarsa, bu sadece bu şirket özelinde değil, benzer strateji izleyen tüm yüksek frekanslı işlem firmaları için yeni kısıtlamaları beraberinde getirebilir.
Davaya olan ilginin bir diğer nedeni ise kurumsal katılımın artmakta olduğu kripto piyasasında ‘yasal sorumluluğun’ kim tarafından taşınacağına dair belirsizlikleri ortaya çıkarması. Genellikle yatırımcılara güven vermek adına yansıtılan “kurumsal güç = piyasa istikrarı” algısı, bu dava ile ciddi şekilde sarsılmış durumda. yorum: Merkeziyetsizlik söyleminin aksine, büyük yatırımcıların perde arkasındaki etkisi artık daha sık sorgulanıyor.
Eğer Terraform Labs alacaklıları davayı kazanırsa, elde edilecek tazminat bireysel mağdurlar ve borç sahiplerine dağıtılabilir. Ayrıca bu durum, token projeleri ile kurumsal yatırımcılar arasındaki gizli anlaşmaların yasal zeminini baştan aşağı değiştirme potansiyeline sahip.
Önümüzdeki süreçte dava; yüksek frekanslı işlemler, piyasa yapıcılığı ile manipülasyon arasındaki çizgi ve içeriden bilgiyle yapılan işlem ayrımında emsal teşkil edecek sınırları belirleyebilir. Kripto para piyasaları, olgunluğa erişip daha sağlam bir yapıya kavuşmak istiyorsa bu tür davalar düzenleyici çerçevenin oluşmasında önemli bir ‘test alanı’ olacak gibi görünüyor.
Yorum 0