Kripto Borsaları Hack Saldırılarına Karşı Likidite Krizini Nasıl Yönetiyor?

Kripto para borsaları, büyük ölçekli bir hack saldırısı yaşandığında likidite krizini hızla çözmek zorundadır. Çünkü bu tür saldırılar sadece borsaların operasyonlarını tehdit etmekle kalmaz, aynı zamanda yatırımcı güvenini de ciddi şekilde sarsabilir. Bu nedenle, borsalar acil durum planları oluşturup likiditeyi güvence altına alarak zararları en aza indirmeye yönelik stratejiler geliştiriyor.

İlk alınan önlemler arasında varlık hareketlerini geçici olarak durdurmak yer alır. Hack saldırısı tespit edildiği anda borsa, para yatırma ve çekme işlemlerini dondurarak daha fazla zarar oluşmasını engeller ve güvenlik incelemesine başlar. Örneğin, Binance 2019’daki saldırı sırasında tüm çekim işlemlerini durdurarak detaylı bir güvenlik değerlendirmesi yapmıştı. Ayrıca, borsalar müşterilere şeffaf iletişim sağlayarak güveni koruma çabası gösterir. 2025’teki Bybit hack olayında, CEO saldırının gerçekleşmesinden sadece 30 dakika sonra resmi bir açıklama yapmış ve bir saat içinde canlı yayında alınan önlemleri paylaşmıştı.

Likidite krizinin yönetiminde sigorta fonları ve acil durum rezervleri kritik rol oynar. Binance, 40 milyon dolar (yaklaşık 584 milyar TL) değerinde Bitcoin’in çalındığı saldırı sonrası ‘SAFU Fonu’nu kullanarak kullanıcı varlıklarını tamamen karşılamıştı. Pek çok borsa benzer şekilde kendi kaynaklarından zararları telafi etmeye çalışır ya da acil fon sağlama yoluna gider. Örneğin, Coincheck 2018’de 530 milyon dolarlık (yaklaşık 7,742 milyar TL) bir saldırıya maruz kaldıktan sonra şirketin öz kaynaklarını kullanarak müşteri kayıplarını tazmin etmişti.

Eğer iç kaynaklar yeterli olmadığında, borsalar kredi alma veya dış yatırım çekme gibi stratejilere yönelir. 2021’de Liquid Global’in 90 milyon dolar (yaklaşık 1,314 milyar TL) değerinde varlık kaybettiği saldırıda, şirket FTX’ten 120 milyon dolarlık (yaklaşık 1,752 milyar TL) acil finansman sağlayarak faaliyetlerini sürdürebilmişti. Böyle destek paketleri sadece likidite sağlamaktan öte, gelecekte birleşme ve satın almalara da zemin hazırlayabilir. Nitekim, FTX daha sonra Liquid’i bünyesine katmıştı.

Ek olarak, borsalar benzer saldırıları önlemek için güvenlik sistemlerini güçlendirme çalışmalarına ağırlık verir. Sıcak cüzdanlardan soğuk cüzdanlara varlık transferinin artırılması, çoklu imza sistemlerinin kullanımı ve iç sistem güvenlik kontrolleri bu önlemler arasındadır. Ayrıca, küresel çapta diğer büyük borsalarla iş birliği yaparak çalınan fonların hareketini engellemeye çalışırlar. 2020’de KuCoin saldırısı sırasında, önde gelen borsalar hacker’ların çaldıkları varlıkları aktardıkları hesapları hızla dondurarak zararların yayılmasını önlemişti.

Hack saldırılarından sonra kullanıcıların zararlarını nasıl tazmin edileceği de büyük önem taşır. Bazı borsalar sigorta fonlarını kullanarak hızla ödemeler yaparken, yeterli kaynağa sahip olmayanlar borçlarını karşılamak için özel tokenler ihraç edebilir. Örneğin, Bitfinex 2016’daki saldırı sonrası BFX token’larını kullanıcılara dağıtmış ve bu tokenleri daha sonra tamamen geri ödeyerek güveni yeniden kazanmıştı.

Sonuç olarak, kripto para borsalarının büyük saldırılar sonrası kriz yönetiminde hızlı tepki vermesi ve etkili likidite yönetimi sağlaması büyük önem taşır. Sigorta fonları, önceden hazırlanmış acil durum rezervleri ve dış yatırım desteği gibi stratejiler birleştiğinde, borsalar güvenilirliğini koruyarak faaliyetlerini sürdürebilir.