Ethereum(ETH), merkeziyetsiz finansın (DeFi) ilk günlerinden bu yana önemli bir rol üstlendi. Akıllı kontratlar aracılığıyla merkeziyetsiz kredi, türev ürünler gibi çeşitli finansal işlemleri mümkün hale getiren platform, Ethereum Sanal Makinesi(EVM) ile geliştiriciler arasında popülerliğini artırdı. Ancak DeFi artık daha olgun bir döneme girerken, Ethereum’un halen finansal yeniliklerin en sağlam temeli olup olmadığı sorusu daha sık sorulmaya başladı. Bazı uzmanlara göre bu sorunun cevabı artık Bitcoin(BTC) olabilir.
2025 Mart itibarıyla Bitcoin’in toplam kilitli varlık(TVL) miktarı yaklaşık 6 milyar dolar, yani 8 trilyon 760 milyar Kore won’una ulaşmış durumda. Bu rakam, Bitcoin’in yalnızca bir ‘değer saklama aracı’ olmaktan çıkıp, merkeziyetsiz finansal altyapının güvenliği ve ölçeklenebilirliğini taşıyan bir temel haline geldiğini gösteriyor. Öte yandan, Ethereum’un sunduğu yüksek esneklik ve hızlı inovasyon ortamı; akıllı kontratların karmaşıklığı, güvenlik açıkları ve ölçeklenme sorunları nedeniyle sorgulanır hale geldi.
Bu zayıflığın örneklerinden biri 2016’daki DAO saldırısıyla yaşandı; yaklaşık 50 milyon dolar kaybedildi. 2022 yılında ise Wormhole saldırısında 325 milyon dolar, Ronin köprü saldırısında ise 620 milyon dolarlık kayıplar meydana geldi. Bu olaylar çoğu uzmana göre, Ethereum’un açık yapısının ve karmaşık kod tabanının doğal bir sonucu. Solidity dilinin de güvenlikten çok fonksiyonelliğe odaklı olması, bu riskleri artırıyor.
Bir diğer tartışma konusu ölçeklenebilirlik. Ağ tıkanıklığında yüzlerce dolara ulaşan gaz ücretleri, sıradan kullanıcılar için ciddi bir engel oluşturuyor. Optimism veya Arbitrum gibi bazı katman-2 çözümleri sorunu hafifletse de, bu sefer de likiditenin bölünmesi ve güvenilirlik tartışmaları baş gösteriyor.
Bu noktada Bitcoin bambaşka bir yöntemi savunuyor. Deneme-yanılma yerine ‘istikrar’ ilkesiyle hareket ediyor. İş kanıtı(PoW) konsensüs mekanizması ve muhafazakâr geliştirici yaklaşımı sayesinde, Bitcoin en güçlü blokzincirlerinden biri olarak görülüyor. Bu da milyarlarca dolarlık varlıkların güvenle kullanılabilmesine olanak tanıyor.
Bitcoin’in bir diğer avantajı likiditesi. Piyasa değeri bakımından Ethereum’u aşan Bitcoin, merkeziyetsiz finans ekosistemine temel olabilecek ideal bir para birimi. Lightning Network ve Spiderchain gibi teknolojilerle, akıllı kontratlara benzer programlanabilir yetenekler de Bitcoin ağına eklenmeye başladı.
Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta, birçok “Bitcoin yerel” olarak tanıtılan projenin aslında başka zincirler üzerinde çalıştığı veya Bitcoin’i köprüler ya da emanetli çok imzalı sistemlerde tuttuğudur. Bu yöntemler bazı işlevleri yerine getirse de, Bitcoin’in özgün güvenliğini ve likidite avantajını tamamen yansıttığı söylenemez. Gerçek anlamda Bitcoin tabanlı bir layer-2 çözüm, ağla doğrudan entegre olmalı ve sıfır güvene dayalı bir yapı sunmalıdır.
Sonuç olarak Ethereum ve Bitcoin’i basit bir rekabet düzlemine oturtmak yanıltıcı olur. Ethereum, DeFi dünyasında başlangıçta yol açıcı rol oynadı ve hâlâ bu alanda kritik bir yer tutuyor. Ancak artık bir sonraki evreye geçiş zamanı. Daha sağlam ve güvenilir finansal altyapılar yalnızca deneme değil, gerçekten oturmuş temeller gerektiriyor. Ve bu temeller halihazırda Bitcoin tarafından sunulmuş durumda.
Geleceğin DeFi ekosisteminin temel sorumluluğu nettir: sıradan kullanıcılar ve büyük kurumsal yatırımcılar için yeterli *güvenlik*, yüksek hacimli işlemleri destekleyecek *likidite* ve geleneksel finansla entegrasyonu sağlayacak *itibar*. Bu gereklilikleri karşılamak için, belki de yeniden Bitcoin üzerine inşa etmeye başlamak gerekir.
Bu da Ethereum’un başarısız olduğu anlamına gelmez. Ancak finansın geleceği yeni bir standarda ihtiyaç duyuyorsa, o standart artık Bitcoin olabilir.
Yorum 0