Trump bağlantılı stablecoin USD1, ABD'deki düzenleme sürecini tehlikeye atabilir

Donald Trump ile bağlantılı bir kripto para projesinin, ABD Kongresi'nde yürütülen stablecoin düzenleme çalışmalarını sekteye uğratabileceğine dair endişeler gündeme geldi. Son olarak Trump çevresiyle ilişkili World Liberty Financial(WLFI) isimli kuruluşun çıkardığı, Amerikan dolarıyla bire bir oranda sabitlenen USD1 isimli stablecoin, siyasi çıkar çatışması ihtimali nedeniyle tartışmalara neden oluyor.

WLFI'nin mart ayı başlarında piyasaya sürdüğü USD1, dolar rezervine dayalı şekilde çalışıyor ve mevcut stablecoin yapılarında olduğu gibi güvenilir kurumların denetimine tabi. Proje, merkeziyetsiz finans ilkelerine uygun şekilde halka açık blokzincir üzerinde çalışıyor ve faiz ya da kazanç üretmeyen bir model benimsiyor. Blokzincir regülasyonu alanında uzman olan ve Fideum’un kurucu ortaklarından Anastasya Plotnikova, bu yapının STABLE ve GENIUS yasa tasarılarının gerekliliklerine uygun olduğunu belirtti. Plotnikova, bu hamlenin ABD’de stablecoin’lerin yasal çerçeveye alınmasını destekleyen bir adım olarak değerlendirilebileceğini ve WLFI’nin ABD Para Birimi Denetleme Ofisi(OCC), eyalet düzenleyici kurumları ile ABD Merkez Bankası’ndan da gerekli onayları alması gerektiğini vurguladı.

Ancak USD1, siyasi etkileri nedeniyle stablecoin yasalarının kabul sürecini yavaşlatabilir. Trump ailesinin WLFI üzerindeki doğrudan yatırım ve kâr bağları, düzenlemelerin Başkan Trump’a maddi fayda sağlayabileceği yönünde eleştiriler doğurdu. Fideum’un teknoloji direktörü Dmitry Radin, USD1’in, stablecoin regülasyonu çerçevesinin temel taşlarından biri olan GENIUS yasa tasarısının iki partili desteğini sarsabilecek bir ‘değişken’ haline geldiğini söyledi. Radin’e göre, Demokrat senatör Elizabeth Warren ve Temsilciler Meclisi üyesi Jim Himes gibi isimler bu durumu ciddi bir çıkar çatışması olarak değerlendiriyor.

ABD Kongresi’nde halihazırda iki ayrı stablecoin yasa tasarısı üzerinde çalışmalar yürütülüyor. Bunlardan biri olan STABLE yasa tasarısı, ihraççılara eyalet veya federal düzeyde denetim seçeneği tanırken, şeffaflık ve tüketici korunmasını ön plana alıyor. GENIUS yasa tasarısı ise teminatlı varlık yapısını netleştiriyor ve kara para aklamayı önleme (AML) yasalarına uyumu zorunlu kılıyor. GENIUS tasarısı kısa süre önce Senato Bankacılık Komitesi’nde 18’e karşı 6 oyla kabul edilerek ilerleme kaydetmişti.

Radin, bazı milletvekillerinin Trump’a bağlı projelerin regülasyonlardan fayda sağlaması ihtimaline karşı, yasa tasarılarına karşı mesafeli durabileceği görüşünde. Bu nedenle mevcut yasal düzenlemelerin geçişinde Trump’un bu projeye dahil olmasının ‘siyasi bir yük’ oluşturabileceğini ve bu durumun tarafsızlığı sağlamak adına ilave düzenleyici tedbirler doğurabileceğini belirtiyor.

Öte yandan kripto endüstrisinde yer alan aktörler, stablecoin uygulamalarına geçişten önce daha net düzenlemelere ve bankalarla olan ilişkinin yapılandırılmasına ihtiyaç olduğunu savunuyor. Uzmanlara göre, düzenleyici belirsizlik uzarsa, şirketlerin ABD dışına taşınması gibi ‘tersine etki’ler doğabilir. Radin, “Şu aşamada ABD bankaları ve Merkez Bankası da stablecoin’lere mesafeli yaklaşıyor. Siyasi risk ise teknolojik yeniliğin önünde bir engel haline gelebilir” yorumunda bulundu.