Küresel jeopolitik ayrışmanın derinleşmesiyle birlikte, Çin başta olmak üzere bazı büyük merkez bankalarının döviz rezerv stratejilerini ABD tahvillerinden altın ve Bitcoin(BTC) gibi alternatif varlıklara kaydırma olasılığının arttığı öne sürülüyor. BlackRock'ta tematik ve aktif borsa yatırım fonlarından (ETF) sorumlu olan Jay Jacobs, yakın zamanda CNBC’ye verdiği röportajda, “Merkez bankaları portföy çeşitlendirmesine ciddi şekilde yönelmeye başladı” dedi.
Jacobs’a göre bu çeşitlendirme süreci aslında 3-4 yıl önce başladı. Ancak özellikle Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi sonrası ABD’nin Rusya Merkez Bankası’nın yaklaşık 300 milyar dolarlık döviz rezervlerini dondurması, birçok ülkenin dolar bağımlılığını azaltma yönünde adımlar atmasına neden oldu. Çin'in de bu eğilime katılarak Bitcoin gibi alternatif varlıkların payını artırmayı değerlendirdiği düşünülüyor.
Jacobs, “Jeopolitik belirsizliklerin ve küresel piyasaların daha fazla parçalanmasının yol açtığı ortamda altın ve Bitcoin gibi *düşük korelasyonlu varlıklara* talep artıyor. Son dönemde hem altın ETF’lerine hem de Bitcoin’e yönelik büyük sermaye akışı da bunun bir göstergesi” yorumunu yaptı.
Dünyanın en büyük varlık yönetim şirketlerinden biri olan BlackRock, ‘jeopolitik ayrışma’yı önümüzdeki on yıllarda finansal piyasaları yönlendirecek *temel makro trendlerden biri* olarak belirliyor. Bu nedenle hem geleneksel güvenli liman olan altın hem de farklı dinamiklere sahip Bitcoin yatırımcıların ilgisini çekiyor.
Bu görüş, kripto para sektörünün diğer önemli isimleri tarafından da destekleniyor. Kripto veri analiz şirketi Nansen’in kurucu ortağı ve CEO’su Alex Svanevik, Nisan ayında yaptığı bir açıklamada, “Bitcoin giderek Nasdaq’tan çok altının özelliklerini yansıtıyor ve geleneksel hisse senedi piyasalarıyla olan ilişkisini kaybediyor” yorumunu paylaşmıştı.
Svanevik, özellikle Donald Trump’ın ticaret politikaları sonucu oluşan ticaret savaşı ortamında bile Bitcoin’in hem altcoinlere hem de önde gelen endeks hisselerine kıyasla daha güçlü bir toparlanma sergilediğini belirtti. Ancak resesyon endişelerinden tamamen muaf olmadığını da sözlerine ekledi.
Tüm bu gelişmeler, Bitcoin’in artık yalnızca oynaklığı yüksek bir yatırım aracı değil; finansal belirsizlik dönemlerinde *değer saklama aracı* olarak giderek daha fazla kabul gördüğünü ortaya koyuyor. Merkez bankalarının bu yöndeki riskten kaçınma stratejilerini yoğunlaştırması durumunda, Bitcoin dâhil olmak üzere dijital varlık piyasasının yeni bir büyüme ivmesi kazanabileceği öngörülüyor.
Yorum 0