World Liberty Financial(WLF) ile Tron(TRX) kurucusu Justin Sun arasındaki sürtüşme ciddi bir çatışma boyutuna ulaşmış durumda. Gerilim, WLF’nin yaklaşık 1 milyar 540 milyon TL (yaklaşık 101 milyon dolar) değerindeki WLFI token’larını içeren bir cüzdanı ‘kara listeye’ aldığı bilgisinin ortaya çıkmasıyla başladı. Bu adım, projenin yönetişim mekanizmalarına olan güveni temelinden sarstı ve DeFi dünyasında çokça öne sürülen ‘merkeziyetsiz yapı’ iddialarına da gölge düşürdü.
Blockchain analiz platformu Spot On Chain'in 5 Eylül tarihli verilerine göre, WLF ekibi o gün WLFI akıllı kontratındaki kara liste özelliğini etkinleştirerek 0x5AB2…DA74 adresli bir cüzdanı engelledi. Söz konusu cüzdan, projenin başında yaklaşık 3 milyar adet WLFI token almıştı. Son zamanlardaysa bu cüzdandan 54 milyon token (yaklaşık 1 milyar 540 milyon TL) başka bir adrese transfer edilmişti. WLF ise bu işlemleri gerekçe göstererek cüzdandaki kalan tüm token’ları kalıcı olarak dondurdu.
Bu olay üzerine en büyük yatırımcı konumundaki Justin Sun sert tepki gösterdi. Geçen yıl WLF’ye yaklaşık 1 milyar 40 milyon TL (75 milyon dolar) yatırım yapan Sun, bu kararın ortaklığa ve kendisine duyduğu güveni hiçe saydığını belirtti. Kendi X (eski ismiyle Twitter) hesabında yaptığı paylaşımda, Sun “Token’lar kutsal ve dokunulmazdır. Bu eylem, yatırımcının meşru haklarını gasp etmenin yanı sıra, WLF’ye olan genel güveni de sarsacaktır” ifadelerini kullandı.
Yaşanan gelişmelerin WLFI fiyatı üzerinde büyük etkisi oldu. 1 Eylül’de 0,3313 dolar ile zirve yapan token, yaklaşık %45 değer kaybederek 0,1815 dolara kadar geriledi. Günlük işlem hacmi halen 1 trilyon 807 milyar TL’yi (13 milyar dolar) aşarak önemli bir ilgi görmeye devam etse de, piyasa sert şekilde dalgalanıyor.
WLF, kararın tamamen yönetişim süreci doğrultusunda alındığını savunuyor. Ancak sektörden pek çok yorumcu, bu hamlenin projenin ‘merkezileşmiş’ bir yapı olduğunu açık şekilde ortaya koyduğuna dikkat çekiyor. Justin Sun dışındaki başka büyük yatırımcıların da benzer şekilde engellenip engellenmeyeceği konusunda endişeler büyürken, “DeFi’nin merkeziyetsizliği sadece bir fantezi mi?” yorumları yaygınlaşıyor.
Öte yandan, bu gelişmeden kısa süre önce Trump ailesinin WLF’deki %60 olan payını %40 seviyesine düşürdüğü yönünde haberler çıkmıştı. Zamanlaması dikkat çeken bu satışın, yaklaşan krizi önceden haber alan stratejik bir hamle olabileceği iddiaları da gündeme geliyor.
Sun ve WLF arasında tırmanan kriz, projenin geleceğini tayin edebilecek bir dönüm noktasına dönüşmüş durumda. WLF’nin kara liste kararından geri adım atıp atmayacağı ya da kararın genişletilip genişletilmeyeceği henüz netleşmiş değil. Ancak açık olan bir şey var ki, bu olay WLFI’nin merkeziyetsizlik iddialarına ‘ciddi bir darbe’ vurdu. Yaşanan kriz, DeFi dünyası için de önemli dersler barındırıyor.
Yorum 0