Merkez bankaları, tokenlaştırılmış finansal ortamlarda para politikası uygulamak amacıyla akıllı sözleşmelerden yararlanan deneyleri genişletiyor. Bu durum, blokzincir teknolojisi ile geleneksel finans(TradFi) arasındaki kesişimi büyütme çabasının giderek daha ciddi bir hal aldığını gösteriyor.
15’inde yayımlanan, Uluslararası Ödemeler Bankası(BIS) bünyesindeki İsviçre İnovasyon Merkezi ile New York Merkez Bankası İnovasyon Merkezi’nin ortak araştırma raporuna göre, akıllı sözleşmeler merkez bankaları için tokenlaştırılmış sistemlerde daha esnek ve hızlı para politikası uygulama imkânı sunuyor. ‘Pine Projesi’ adını taşıyan bu deneme, “herkese uygun ve kişiselleştirilebilen bir para politikası araç kutusu” oluşturmayı hedefliyor.
BIS raporunda “Akıllı sözleşme araç kutusu yüksek hız ve ölçeklenebilirlik sağladı. Sanal senaryolar kapsamında merkez bankaları, politika araçlarını derhal ekleyip değiştirebildi” ifadelerine yer verildi. Bu teknik esneklik sayesinde merkez bankaları ekonomik koşullardaki değişimlere daha hızlı yanıt verebiliyor. Böylece geleneksel uygulama süreçlerine kıyasla daha verimli bir yapı oluşabiliyor.
Raporda özellikle, gelecekte para birimleri ya da menkul kıymetlerin tokenlaştırılmasının yaygınlaşması durumunda, akıllı sözleşmelerin merkez bankalarının para politikasında temel yapı taşlarından biri olabileceği vurgulanıyor. Bu yaklaşım, blokzincir teknolojisinin yalnızca ödeme ve varlık ihracıyla sınırlı kalmadığını, ülke finans sisteminin temel süreçlerine de entegre edilebileceğini ortaya koyuyor.
Merkez bankalarının geleneksel para politikası yöntemlerine teknolojik araçlar ekleme çabaları, ABD ve Avrupa gibi başlıca ülkelerde eş zamanlı olarak gelişiyor. BIS, bu eğilim hakkında “Gelecekte merkez bankası dijital paralarının(CBDC) gelişimini destekleyerek, tüm finansal altyapının dijital dönüşümünü hızlandırıcı bir unsur olabilir” yorumunu yaptı.
Yorum 0