Ripple, ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu'na (SEC) gönderdiği son mektubunda, piyasada işlem gören *çoğu değiştirilebilir kripto paranın* *ikincil piyasa işlemlerinde* ‘menkul kıymet’ olarak değerlendirilmemesi gerektiğini savundu. Bu güçlü açıklama, şirketin SEC ile yıllardır süregelen hukuki mücadelesinin önemli bir parçası olarak öne çıkıyor.
Ripple, 27 Mayıs’ta sunduğu resmi mektubunda, kripto para ve menkul kıymet hukuku alanında ciddi saygınlığa sahip olan Amerikalı hukukçu Lewis Cohen’in 2022 tarihli çalışmasına atıf yaptı. Söz konusu araştırma sektörde büyük yankı uyandırmıştı. Cohen, yatırım sözleşmesi kavramı temel alındığında *ikincil piyasalarda* gerçekleşen çoğu kripto para işleminin menkul kıymet olarak düzenlenmesi için yasal dayanak bulunmadığını vurgulamıştı.
Cohen’in analizine göre, kripto paraların ikincil piyasada el değiştirmesi, yatırım sözleşmesini oluşturan gerekli yapısal koşulları sağlamıyor. Ona göre değiştirilebilir kripto paralar, belirli bir şirketle yatırımcı arasında *hukuken tanımlanabilir bir ilişki* oluşturmadığı için menkul kıymet tanımına girmiyor.
Ripple mektubunda ayrıca, SEC’in içinden gelen eleştirileri temsil eden Komisyon Üyesi Hester Peirce’in 19 Mayıs tarihli konuşmasına da yer verdi. Peirce, SEC’in kripto para düzenlemelerinde şimdiye kadar *mantıklı bir yaklaşım sergilemekten kaçındığını* ve bunun değişmesi gerektiğini söyledi. Açıklamasında, “Piyasada işlem gören çoğu kripto para aslında menkul kıymet değildir” diyen Peirce, “ekonomik gerçeklik esas alınmalı” ifadesini kullanarak, “bir dijital varlık bir yatırım sözleşmesinin parçası olabilir ama bu onu otomatik olarak menkul kıymet yapmaz” şeklinde konuştu.
Ripple ile SEC arasındaki dava süreci, SEC’in 2020’nin sonunda şirketi XRP token satışı nedeniyle *kayıtsız menkul kıymet arzı* yapmakla suçlamasıyla başlamıştı. Ancak Başkan Trump yönetimi sonrasında kripto varlıklara yönelik daha ılımlı bir yaklaşım sergilenmeye başlanması, Ripple lehine olumlu bir hava oluşturdu. Nitekim SEC geçtiğimiz günlerde Ripple CEO’su Brad Garlinghouse’a yönelik temyiz başvurusunu da geri çekerek geri adım attı.
Ripple, son mektubunda bu gelişmelere de dikkat çekti. Şirketin aktardığına göre, mahkeme daha önceki kararında XRP satışının bazı durumlarda yatırım sözleşmesi sayılabileceğini belirtse de, *ikincil piyasa satışlarının bu kapsamda değerlendirilemeyeceğini* söylemişti. Ayrıca XRP’nin kendisinin “menkul kıymet olmadığı” yönünde net bir tespit yapılmıştı.
Bu tartışma yalnızca Ripple için değil, genel olarak tüm kripto para sektörü için de belirleyici bir dönüm noktası olabilir. Çünkü menkul kıymet ile olmayan varlıklar arasındaki sınırın netleştirilmesi, gelecek dönemde projelerin mevzuata uyumu, token tasarımları ve iş modelleri üzerinde *doğrudan etki* yaratabilir.
Yorum 0