Ripple(XRP) davası uzadıkça Coinbase(COIN) avantaj sağlıyor mu?

Ripple(XRP) ile ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu(SEC) arasındaki dava süreci uzadıkça, Ripple’ın milyarlarca dolarlık bir iş fırsatını Coinbase(COIN)’e kaptırdığı yönündeki söylentiler sosyal medya platformlarında hızla yayılmaya başladı. Özellikle, JPMorgan’ın Ripple yerine Coinbase ile ortaklık kurduğuna dair dedikodular tartışmaları alevlendirdi. Ancak, yaşanan durum söylentiler kadar basit değil.

Ripple şu anda mahkemenin koyduğu sınırlamalar nedeniyle bazı faaliyetlerini kısıtlı olarak sürdürüyor. Buna karşılık, Coinbase herhangi bir yasal engelle karşı karşıya olmadığı için pazarda daha özgür hareket edebiliyor. Bu durum, iki şirket arasındaki algılanan rekabet eşitsizliğini artırıyor.

Ripple’ı destekleyen XRP yatırımcıları, Yargıç Analisa Torres’in davayı sürekli ertelemesine sert tepki gösterirken, bazı kullanıcılar yargı sisteminde ‘yolsuzluk’ olduğunu ileri sürdü. Ancak SEC’in eski avukatlarından James Farrell bu iddialara karşı çıktı. Farrell’e göre, eğer Ripple gerçekten JPMorgan gibi büyük isimlerle anlaşmalarını kaybetmiş olsaydı, bu tarz somut zararlar resmi dava belgelerinde yer alırdı. Onun yorumuna göre, Ripple’ın asıl vurguladığı konu ‘adil rekabet ortamının sağlanması’, doğrudan maddi zarar değil.

Halihazırda SEC ve Ripple arasındaki karşılıklı temyiz süreci askıya alınmış durumda. Mahkemeden gelecek olası bir yeni karar sonrası dava yeniden hareketlenebilir. Bu bekleyiş sürecinde, Ripple’ın Coinbase’e göre ‘haksız muamele gördüğü’ yönündeki kamuoyu tepkisi büyüyor. Ancak belgelenmiş bir gelir kaybı ya da net zarar ortaya konulmadığı sürece, ‘milyarlarca dolarlık kayıp’ iddiası şimdilik abartılı bir yorum olarak görülüyor.

Ripple’ın geleceği büyük ölçüde mahkemenin önümüzdeki dönemde atacağı adımlara bağlı. Dava süreci yeniden başlarsa, şirket hem SEC’in temyizine yanıt vermek hem de kendi temyizini ilerletmek durumunda kalacak. Bu durum, XRP’nin hem kurumsal stratejilerini hem de piyasa üzerindeki itibarını doğrudan etkileyebilir. Bu nedenle uzmanlar, sosyal medyada dolaşan söylentiler yerine somut mahkeme gelişmelerine odaklanılması gerektiğini vurguluyor.