Amerikan Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu(SEC) üyesi Hester Peirce, geleneksel finans kuruluşlarının ‘gerçek dünya varlıklarının tokenlaştırılması’ (real-world asset tokenization) konusundaki girişimlerine dikkat çekerek çarpıcı bir uyarıda bulundu. 9’unda (yerel saatle), yaptığı açıklamada “Tokenlaştırılmış menkul kıymetler de nihayetinde menkul kıymettir” görüşünü yineledi. Peirce, SEC’in blokzincir teknolojisinin taşıdığı *yenilik potansiyelini takdir ettiğini* ancak bu teknolojinin mevcut menkul kıymet yasaları çerçevesi içinde değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Peirce, yaptığı resmi açıklamada, blokzincir tabanlı tokenlaştırma teknolojisinin heyecan verici yönleri olduğunu kabul etmekle birlikte, bu teknolojilerle temsil edilen varlıkların *halen federal menkul kıymet yasalarına tabi olduğunu* açıkça ifade etti. “Blokzincir teknolojisi, menkul kıymet yasalarını aşmaya yarayan sihirli bir araç değil” diyen Peirce, inovasyon ve hukuk uyumu arasında bir *denge kurulması gerektiğini* dile getirdi.
Bu açıklamalar, son dönemde ABD’de önde gelen bankalar ve finans kurumları tarafından emlak, tahvil gibi *fiziki varlıkların blokzincir ortamında tokenlaştırılması* yönündeki ivme kazanan çabalar bağlamında dikkat çekici oldu. Peirce, bu alanda faaliyet göstermek isteyen piyasa oyuncularına *öncesinde SEC ve çalışanlarıyla görüşmeyi düşünmelerini* önererek şeffaf iletişimin önemini hatırlattı.
Bloomberg’de ETF uzmanı olarak görev yapan James Seyffart, söz konusu açıklamanın özellikle *yüksek riskli ve deneysel tokenlaştırma projeleri için bir "regülasyon sınır taşı" oluşturabileceğini* ifade etti. Bununla birlikte, Seyffart SEC’in özel sektörle *yapıcı ve esnek bir diyalog ortamı kurmaya açık olduğunu* da sözlerine ekledi.
Peirce, teknolojinin doğası gereği mevcut regülasyonların yetersiz kalabileceği bazı durumları kabul ettiklerinin altını çizerek, *SEC’in istisnai kurallar veya düzenleyici reformlara da kapı aralamaya hazır olduğunu* belirtti. Bu açıklama, yatırımcılarla ve projelerle açık iletişime dayalı bir düzenleyici yaklaşımın sinyali olarak değerlendiriliyor.
Konuya dair görüş bildiren kripto yatırım firması Bitwise’ın baş yatırım sorumlusu Matt Hougan, “*Küresel hisse senedi pazarı (yaklaşık 117 trilyon dolar) ve tahvil piyasasının (yaklaşık 140 trilyon dolar) yalnızca %5’i blokzincir üzerine taşınsa, tokenlaştırma pazarının büyüklüğü yaklaşık 13 trilyon dolara ulaşabilir*” diyerek potansiyelin altını çizdi.
Sonuç olarak, SEC menkul kıymet tanımında netliğini korurken bir yandan da teknoloji odaklı gelişmelere kapı aralayan bir duruş sergiliyor. *Tokenlaştırılmış bir varlık hâlâ bir menkul kıymetse*, bu alandaki tüm yeniliklerin yürürlükteki yasaları temel alarak geliştirileceği anlaşılıyor. Bu durum, kısa vadede menkul kıymet tokenları piyasasında hem dikkatli ilerleyişi hem de büyüme fırsatlarını bir arada getirebilir.
Yorum 0